Varoluşta Kayıt Dışı: Gözetim Kapitalizmi Bize Ne Yaptı? – Üzeyir Batuhan Günay

Bu Çağ Dergi > Articles by: Bu Çağ Dergi

Varoluşta Kayıt Dışı: Gözetim Kapitalizmi Bize Ne Yaptı? – Üzeyir Batuhan Günay

Artık bilgisayarlar birbirleriyle konuştuğuna göre, bu internet ağı, kapitalizmi devirmeyi imkansız hale mi getirecek? Yoksa sonunda Aşil topuğunu ortaya çıkarabilir mi?[1] Surveillance… Gözetim… Fransız Devrimi sonrasında devlet ya da devlet aygıtlarının baskısını anlatan bu kelime artık yoğun bir şekilde hayatımıza dahil oluyor. Surveillance, “Sur- (üstünde, üzerinde) + veiller (göz kulak olmak, bekçilik yapmak, izlemek)” köklerinden […]

Devamını Okuyun

Dumanlı Tablolarda – Onur Sakarya

Bu sabah kuşları ürküttüm Göğün en ince haline doğru Bir damla gözyaşı götürdüm tuhaf bir uçağa Gece için soyunmuş toprak Geçti, diyen bir annenin ruhu Bir garip görüntü, zirvedeki ekranda Kimsenin bakmadığı bir eteğin açılışı Kuşları ürküttüm Sabahın içinden geçen cigara dumanı Kahve ve onlarca hap Kendinden nefret eden çıplak anatomi Onları ürküttüm Uçuştu etrafımda […]

Devamını Okuyun

Bir Khora, Bir Parrhesia 2 – Ayşe Şirin Çakmakçı

Aynı hafta, önce Parrhesia 2, sonra Khora olmak üzere iki güçlü oyun izledim. Birbirinden farklı güçleri ve farklı bakış açıları olsa da köklerinin aynı olduğunu söylemek istiyorum. İkisi de hakikatle ilgileniyor ve hakikatle beraber şiddetle ilgileniyor. Parrhesia, hakikati konuşmak, sonucunda ne ile karşılaşacak olursan ol, hakikati konuşmakla ilgiliyken bu iki temanın, iki oyunda da birlikte […]

Devamını Okuyun

Benim de var “Kafamda Bir Tuhaflık”: Çağdaş gerçekçiliği yeniden düşünmek… – Mustafa Bayram Mısır

Başlarken: Bir öz eleştiri ve sorun Kafamda Bir Tuhaflık’ı okuduğumdan beri ben de bir tuhafım. O kadar beğendim ki, okuduğumun, ilk gençliğimde okumakta zorlandığım ve üzerine epeyce de eleştirel yazılar yazdığım Orhan Pamuk olduğundan emin olmakta zorlandım. Uzunca bir süre, yaşlandığımı ve kuramsal tutarlığımın esnediğini, Nâzım’ın öğüdünü tutamadığımı, kendi 19 yaşıma sadakat gösteremediğimi düşündüm. Nihayet, zaten diyalektik […]

Devamını Okuyun

UTANÇ TUTAR SENİ DAİREDE – Meltem Gürlevik’in Herkes Yolunda’sı – Ayşe Şirin Çakmakçı

Bir hikâyenin sonunu bilsek, başlar mıydık onu izlemeye? Bu sorunun daha özelini kendime sorup duruyorum son günlerde, başlar mıydım o sayısız arkadaşlığa, dostluğa, sevgililiğe, sonlarını bilsem. Klişe bir şekilde, yolculuktur hikâyeyi belirleyen desem de sonların baskın ağırlığı üzerime çöküyor. Herkes Yolunda’da hikâye benzer bir şekilde sonuyla belirleniyor. Sonun kendisi, karakteri bir dairenin içine hapsediyor. Daire […]

Devamını Okuyun

Tanrı ve Kader – Emre Söylemez

Tanrı ve Kader biri yaşlı ve huysuz diğeri genç ve huzursuz biraz daha kalsa vazgeçecek gibi biri öbürü sakin fakat bu durumdan yorulmuş yeşildi gözleri ve mordu altı genç olanın saçları kirli ama sakalları seyrek ağırdı yaşlı olan sınayan yanıydı bu geçimsizdi genç ve sınanmayacak kadar kendinde dişleri görünüyordu gülümseyince gülünce elini kaşına götürüyordu ötekisi […]

Devamını Okuyun

Günlük Ritüeller 6 – Thomas Mann

Mann her sabah sekizde kalkardı. Yataktan çıktıktan sonra eşiyle bir fincan kahve içer, banyo yapar ve giyinirdi. Sekiz buçukta yine eşiyle birlikte kahvaltıya otururdu. Dokuzda çalışma odasına kapanır, ziyaretçilerin, telefon görüşmelerinin ve aile üyelerinin radarından çıkardı. Dokuz-on iki arası çocukların gürültü yapması kesinlikle yasaktı çünkü bu saatler Mann’ın en verimli olduğu zaman dilimiydi. Zihni en […]

Devamını Okuyun

Gazzeliler hicret mi etsin tehcir mi edilsin – İbrahim Kiras

İsrail hükümetinin “Filistinlilerden arındırmak” amacıyla iki yıldır ölüm yağdırdığı Gazze için dünyanın elinden gelen bir şey yok gibi görünüyor. İslam dünyasının Filistin denildiğinde mangalda kül bırakmayan liderlerinin de elinden gelen bir şey yok aslında. Dışişleri Bakanı Fidan, önceki gün Antalya Diplomasi Forumu’nun kapanışında gayet realist bir yorumda bulundu. “Günün sonunda Amerika’nın desteği kesilmediği sürece soykırımın sona ermeyeceği ortada” dedi. […]

Devamını Okuyun

Günlük Ritüeller 5 – Sylvia Plath

Plath, on bir yaşından otuz yaşına kadar yani intihar edene kadar günlük tutmuştu; bu günlükler, üretken bir yazma takvimi oluşturmanın ve buna bağlı kalmanın çabalarıyla doludur. “Bundan sonra bak bakalım yapabiliyor musun: alarmı yedi buçuğa kur, sonra yorgun olsan da olmasan da kalk,” diyordu 1959 ocak ayında tutulan bir günlükte. “sekiz buçukta kahvaltı, ev temizliği […]

Devamını Okuyun