Eğer – İlhami Batı

Bu Çağ Dergi > Genel > Şiir > Eğer – İlhami Batı

Eğer – İlhami Batı - Bu Çağ Dergi

Üzüm dalında kurusaydı 

Üzüm dalında kurur diye atasözü olurdu

 

Bak bu yarayı aldırma yerinden 

Duygularını çarpıtma bıçaksız bir çekmecenin olduğu mutfakta 

Ağzını açtığında diline kıymık batan herkes haklıdır şu dünyada 

Üstelik tanrı kendine o dünyayı şiirin şairine şiir olarak geldiği gibi 

Tamam dur bir dakika: 

Yaralı attır deliler: vurulmalılar 

Alacalıdır bol hecelidir

 

Demir perdeli pencerelerden izlerdim

Aysel’i, Ömer’i, Ümmühan’ı, Durmuş’u 

Bazen de davet edilirdim 

Misal Aysel’in omzuna 

Bazen de Durmuş’un camiisine 

İki rekat kılar gibi iki parmak emerdi 

Evet parmak emmek de ritüel idi 

 

Ruh teröristleri ordusunun eylem teorisyeni annemin manik beynindeki kararsız ve tekinsiz bloklarına misal 

En çok da kendime ettiğim tek bir cümleme

O cümleyi burada söyleyemem 

Söylesem de açamam 

Açamazsam olan bana olur 

Bir gram bile düşünmediğim yarınımdan gelip de yazıyorum ben bu şiiri 

O yüzden yoruyor aynı yüzden yoruyor 

Olmayan bir yerden gelmek ne kadar yorabilirse insanı o kadar yoruyor (şiirimin) ablası 

 

Bir bıçak vereniniz yok mu? 

Burada durum vahim ve öteki

 

Konuşulan ilk şey bir yalandı 

Alın size işte gerçek 

Aramdaki dertten sıyrılıp da geldi 

Çok gerçekçisin, dedi 

Bu kadar olma, dedi

Hayır, dedim 

Gerçeğim 

 

İçine şutladıklarınla sana kurulan o büyük tezgah 

Cinlerinin takkelerini takmalarını beklemeden 

Benim zaviyemin anca bize yettiği karın açlığı

Sebepsiz geldim ben bir sebebi olmadan gitmem 

Kendi şizofrenime kendim fetva vererek yaşamayı ve yaşatmayı öğrendim 

H2O gibi idealist ol sen de 

 

Satır aralarına bıraktığın en çok ö ses tonu ve Venüs gamzesi

Bana sen de mi veremezsin bıçak? 

O zaman şöyle yapalım:

Babam ölürse sırtımı sen kesele 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Paylaş
Bağlantıyı kopyala