İllüzyonlar ve Mantarlar – 2. Tutuşan Kırmızı Çam Ağaçları – Onur Sakarya

Bu Çağ Dergi > Genel > Toplum > İllüzyonlar ve Mantarlar – 2. Tutuşan Kırmızı Çam Ağaçları – Onur Sakarya

İllüzyonlar ve Mantarlar – 2. Tutuşan Kırmızı Çam Ağaçları – Onur Sakarya - Bu Çağ Dergi

Ben hiçbir zaman gerçeğe dönüşmedim. Hep bir sanrının içinde kaldım. Dünyadaki amacım öyle ulvi ve devasa şeyler değil. Tesadüfen bu korkunç gezegende doğdum. Tesadüfen yaşadım ve yaşıyorum. Ama doğa tanrının kapsayıcı bir güç olduğuna inanıyorum. Mecburen olan o enerjinin. Saf bağlantıların. Herkesin herkese bir şekilde bağlı olduğu gerçeği. Tesadüfen dünyaya gelmem planlı programlı bir şey tabii ki de değil. Kader yok. Savrulmalar var. Doğa tanrı bu sebebiyetsizliği desteklemiyor ama hiçbir şekilde bir müdahalesi yok. Hiçbir şekilde dâhil değil. O mecburen olmanın gücüyle ilgileniyor. Bu güç nesneleri oynatarak doğaya müdahale ettiği anlamına gelmiyor. O hep vardı ve var olacak. Şu anda kafam patlasa ve ölsem o bundan sorumlu değil. Çünkü o sadece hayatın başlamasında dâhildi. Bir kez itti nesneyi ve bir daha karışmadı. Bu ona minnettar olmamız gerektiği sonucuna varıyor ki öyle. İşte burada, herkesin doğa tanrının bir parçası olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Evet, parça ama bağımsız. Kader için hep şunu demişimdir: “Kader öngörülen başıboşluktur.” Bu doğru. Sanrı olmak ise doğa tanrının kuklası olmamızdan mı ileri geliyor? Herkes önemli. Herkes kendi meşrebince bir şeyler yapmaya çalışıyor. İyilik ve kötülük. İyinin içindeki kötü. Kötünün içindeki iyi. Ying-Yang falan değil. Griler. İnsan gerçek kötülüğü ve gerçek iyiliği yaşamıyor. Bu da sanrı. Doğa tanrının kudretinin olması sanrı olduğumuz gerçeğini değiştirmiyor. Matriks falan. Bu da boş. Anlatacaklarımı iyi dinle. Arabasıyla doğa tanrıya ulaşan o adamı hatırlıyor musun? Bir gün adamın biri yamulan ve elastik bir görüntüden geçerken bunun doğa tanrı olduğunu anladı. Arabayı durdurdu. Araba eğilip bükülüyordu. Ellerli eğilip bükülüyordu. Erimiş plastik gibi bir oraya bir buraya doğru cızırdıyordu. Arabası öyle bir yerde durdu ki doğa tanrı bunu görmezden gelemedi. Nasıl ve neden burada olduğunu bilmiyordu. Sadece köprüye doğru yürüdü. Yürüdü ama etrafını saran sakızdan formları geçerek… Her an doğa tanrı onu bir balon gibi şişirecek ve patlatacaktı. Sanrı buydu. Beyni yaptı ve oldu. İleri derecede derin düşünme anında olabilecek şeyler. Oldu. Yürüdü. Köprüye vardı. Etrafında yanıp tutuşan kırmızı çam ağaçları vardı. Etrafında insanın sonu vardı. Buraya kadar, dedi içinden. Bu köprüyü geçmeliyim, dedi. Yürüdü. Köprünün ortasına kadar geldi. Tek tanrı aradı. Ona bir şey söyleyecekti. Sadece doğa tanrı vardı. On bir milyon âlemi saran doğa tanrı. Gözünün gördüğü her yerde o vardı. Bunu rüzgârdan anladı. Bunu seslerden anladı. Bunu kendi ayaklarından anladı. Bunu anladı. Bunu sezdi. Bunu derinden hissetti. Köprünün ortasındaydı. Burası Sırat olmalı, dedi. Burası imtihan yeri olmalı, dedi. Buradan geçen cennete varacak, dedi. Kafası karışmıştı. Derinlerden gelen bir ses oldu. Hayır, dedi ses. Cennet ve cehennem diye bir şey yok, dedi. Adam, peki, köprüyü geçince ne olacak, dedi. Hiçbir şey, dedi ses. Hiçbir şey olmayacak. Sadece tanımış olacaksın. Tanımalısın. Onu bilmelisin, dedi ses. Biliyorum, dedi adam. Artık biliyorum. Ben onu her atomumda hissettim. Ben onu iliklerimde var ettim. Ben ona saygı duydum. Ben onu… dedi ve sustu. Ses son kez konuştu, maharet köprüyü geçmede değil ona dokunmakta. Adam köprüye dokundu. Onun ahşabını okşadı. Ve birden köprü iki ayrıldı, adam düştü. Bir yere varamadı. Uyandığında arabasının içinde buldu kendini. Rüya görmüş olmalıyım, dedi. Bir süre kendine gelmeye çalıştı. Kendine geldi ve arabasını çalıştırdı. Hiçbir yerde kırmızı çam ağaçları yoktu. Arabasıyla köprüye yaklaştı. Tam geçecekken köprü çöktü. Çok yüksekten betona çakılmıştı. Öldü. Etrafta tutuşan kırmızı çam ağaçları vardı. Harikaydı. Doğa tanrıyı tekrar hissetti. Sonsuza kadar kafası yüksek, oralarda yaşadı. Evet, harikaydı.   

Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Paylaş
Bağlantıyı kopyala