İllüzyonlar ve Mantarlar – 4. Şeytanın Ziyareti – Onur Sakarya

Bu Çağ Dergi > Genel

İllüzyonlar ve Mantarlar – 4. Şeytanın Ziyareti – Onur Sakarya

Çok acayip bir rüyaydı. Uyandığımda akşamın karanlığı beni karşıladı. Pencereden sokak lambalarının ışıttığı sokağı boylu boyunca görebiliyordum. Tekel bayi yerli yerinde duruyordu. Milyoncu yerli yerinde duruyordu. Yeni kombilerin itinayla vitrine dizildiği köşedeki o dükkân yerli yerinde duruyordu. Dünya yerli yerinde duruyordu. Saate baktım. Yediyi on iki geçiyor. Dışarı çıkıp biraz bira içmek istiyordum. Yemekle aram […]

Devamını Okuyun

Bu Çağ Kitapları Çıkageldi!

Dönüş Yayınları Bu Çağ Kitapları dizisinin kuruluşu ve yayın yapmaya başlamasıyla birlikte dergiyle beraber web sitesi ve YouTube’da yayımlanan Bu Çağ Tv ile süren girişimimizin son ayağı da hayata geçmiş oluyor. Yapılması gerekenleri yapmamız gerektiğine olan inancımızla başlattığımız bu girişim aslında yeni bir poetika ve dünyaya poetikanın gözlerinden bakma, onun politikasını hayata geçirme, hayata şair […]

Devamını Okuyun

Danimarkalı bilim insanları doğruladı: Yoğun yas belirtileri ölüm riskini artırıyor – Karar Gazetesi

Danimarka’da yapılan bir araştırma, yakınını kaybeden ve şiddetli yas belirtileri gösteren kişilerin, daha hafif yas yaşayanlara göre yüzde 88 daha yüksek ölüm riski taşıdığını ortaya koydu. Uzmanlar, risk altındaki bireylerin erken müdahale ile psikolojik destek alması gerektiğini vurguladı. Danimarkalı bilim insanları tarafından yapılan kapsamlı bir araştırma, yakın kaybından sonra yüksek düzeyde yas belirtileri gösteren kişilerin, bu süreci […]

Devamını Okuyun

Sanatı hapseden dört duvar: Sanat kurumu

  Önemli ama üzerinde pek de düşünülmemiş bir soru (ya da günümüzde artık üzerinde daha da fazla düşünmemiz gereken bir soru): Bir şiirin şiir, bir romanın roman ya da bir resmin resim olduğuna neye göre, nasıl karar veririz? Diyelim bir şiir okuduk: Bu şiiri neye göre beğenir, neye göre onun “şiir” olduğunu kabul ederiz? Hemen […]

Devamını Okuyun

İllüzyonlar ve Mantarlar – 3. The Death Car – Onur Sakarya

Ölüm Arabası’na bindiğim an anlamıştım. Sezgisel bir elektrik akımı kalbimi kuşattı. Heyecanla alakalı bir şey olmalı ya da ne bileyim kasisten hızla geçen bir arabanın çocuklar üzerindeki o muhteşem mide hoşluğu ânı. Ölüm Arabası istediğim her türlü hazzı vermeye hazırdı. Yalnız bu arabanın abartılacak bir kusuru vardı. En sonunda ölüyordunuz. İyiydi. Galaksileri dolaşıyordu. Yıldızlarda dans […]

Devamını Okuyun

Şiir-Hakikat İlişkisi: İnsan Denen Varlık

Hakikat x Gerçeklik Hakiki x Sahte Şiir – Hakikat Şiir – Hakiki Söz   Şu ‘Hakikat-Sonrası’ çağda, adı üzerinde, en büyük sorun Hakikat’in ortadan kaybolup gitmesidir. Tellekt Yayınlarından çıkan Lee McIntyre’ın ‘Hakikat-Sonrası’ adlı kitabını okurken bu meselenin sadece siyaset ve medya alanıyla sınırlı kalarak ele alınması beni yeterli derecede ikna etmedi. Sorun çağdaş ve önü […]

Devamını Okuyun

İllüzyonlar ve Mantarlar – 2. Tutuşan Kırmızı Çam Ağaçları – Onur Sakarya

Ben hiçbir zaman gerçeğe dönüşmedim. Hep bir sanrının içinde kaldım. Dünyadaki amacım öyle ulvi ve devasa şeyler değil. Tesadüfen bu korkunç gezegende doğdum. Tesadüfen yaşadım ve yaşıyorum. Ama doğa tanrının kapsayıcı bir güç olduğuna inanıyorum. Mecburen olan o enerjinin. Saf bağlantıların. Herkesin herkese bir şekilde bağlı olduğu gerçeği. Tesadüfen dünyaya gelmem planlı programlı bir şey […]

Devamını Okuyun

Boğaziçi’nde mezuniyet törenine damga vuran protesto! Diplomasını yırttı attı: “Bu istibdat rejiminin diploması hükümsüzdür”

Boğaziçi Üniversitesi’nin 2025 yılı mezuniyet töreninde bir öğrenci, sahnede gerçekleştirdiği eylemle dikkat çekti. Adının Doruk Dörücü olduğu öğrenilen öğrenci, diplomasını aldıktan sonra kısa bir konuşma yaparak elindeki belgeyi yırttı. O anlar salondaki kalabalık tarafından alkışlarla karşılandı. Türkiye’nin en prestijli eğitim kurumlarından Boğaziçi Üniversitesi’nin mezuniyet töreni, benzeri görülmemiş bir protestoya sahne oldu. Adının “Doruk Dörücü” olduğu […]

Devamını Okuyun

Octavio Paz, Yay ve Lir’de Konuşuyor, Derleyen Selma Cengiz

Şiir ayırır, birleştirir. Yolculuğa davet, anayurda dönüştür. İlham, soluk alma, bedenin eğitilmesi. Hiçliğe yakarış, boşlukla yapılan sohbet.   Şiir tarihi reddeder. Çelişkilerin hepsi onun içinde çözülür ve insan nihayet bir ölümlü olmadığının bilincine kavuşur.   Şiir, içinde yeryüzünün sesinin tınladığı bir midye kabuğudur.   Şiir, yokluğu gizleyen bir örtüdür.   Şiirsel eylemin bütünlüğü ancak şiirin […]

Devamını Okuyun

Zamanın ruhu: İçe Dönme ve Savaş – Ayşe Kadıoğlu

Karşımızda Avrupa faşizmlerini andıran yeni bir düşünce biçimi, söylemi, yani yeni bir Zeitgeist var. Bu düşünce biçimi, kadın-erkek ilişkilerinden popüler kültüre, sanata ve gündelik hayata kadar her yere nüfuz ediyor. Avrupa faşizmlerini önceleyen bir dönemde gibiyiz. Bununla mücadele öyle kolay bir iş değil Geçenlerde annesi vefat eden bir tanıdığım “hiç kimseye muhtaç olmadan yaşadı ve […]

Devamını Okuyun