Şiir-Hakikat İlişkisi: İnsan Denen Varlık

Bu Çağ Dergi > Articles by: Osman Çakmakçı

Şiir-Hakikat İlişkisi: İnsan Denen Varlık

Hakikat x Gerçeklik Hakiki x Sahte Şiir – Hakikat Şiir – Hakiki Söz   Şu ‘Hakikat-Sonrası’ çağda, adı üzerinde, en büyük sorun Hakikat’in ortadan kaybolup gitmesidir. Tellekt Yayınlarından çıkan Lee McIntyre’ın ‘Hakikat-Sonrası’ adlı kitabını okurken bu meselenin sadece siyaset ve medya alanıyla sınırlı kalarak ele alınması beni yeterli derecede ikna etmedi. Sorun çağdaş ve önü […]

Devamını Okuyun

Şiir ve Hakikât İlişkisi: Hakiki Söz

Benim ve kızımın teyzoşu Tebessüm Ayşe Sarp için   Hakikat x Gerçeklik Hakiki x Sahte Örtüşme x Örtüşmezlik Yaşantı x Kurgu Yaşantıların kurgulanması Kurgulanmış yaşantı   Hakikat ne ola ki? Onu nasıl tanımlayabiliriz. Ben bunun içinden şöyle çıktım: Hakikat, biçim ile öz’ün tam olarak, hiçbir fire vermeksizin, en ufak bir boşluk bırakmaksızın tam olarak örtüşmesidir. […]

Devamını Okuyun

Her Gün Öleceğime Bir Gün Ölürüm

Tabii ki bu öz Batı rasyonalizminin (akla uygun düşünme tarzının) bakış açısına uygun değil. Bu ancak Doğu’nun (Türkiye dahil) düşünmesinin ve ruh halinin bir ifadesi. Her gün didik didik, parça parça öldürülmektense isyan ederek öleceksem hemen ölürüm. Bu Doğulu bir tavırdır ve ben bundan yanayım.   İsrail-Filistin savaşında da tamamen Hamas’ı destekledim ve Hamas’ı hiçbir […]

Devamını Okuyun

YAZININ JANTİLEŞTİRİLMESİ – DEFTER VE METİS ÇEVRESİ ELEŞTİRİSİ

    Yıllardır Defter dergisi ve ona bağlı olarak Metis Yayınları’nın edebiyatımızda ve düşünce hayatımızda neyi temsil ettiğini, tavrı ve kendini gösterme biçimiyle ne demeye çalıştığını, ne anlama geldiğini düşündüm, bunlar üzerinde dünü anlamaya çalıştım. Ve yıllardır da bu konuda bir yazı yazmak, düşüncelerimi ortaya koyma arzusu duyuyordum. Öyle ya, 80 sonrasında yayın hayatına başlayan […]

Devamını Okuyun

Kazıcılarla Toplayıcılar

Dünyanın en büyük şairlerinden Perulu Cesar Vallejo kazıcı bir şairdir: Demem o ki, şiiri sözcüklerde ve onların çağrışım alanlarında değil, sözcüklerin öncesinde, sadece duyuş ve hâl vardır. Henüz şekil bulmamışlardır, bir yoğunluk halindedirler, bir gaz kütlesi gibi tıpkı. Arayışı yayılan yüzeyde değil, kazılan derinliklere doğrudur. Kazıcı şair, deneysel arayışlarını da, duyarlık alanında yapar. Onun deney […]

Devamını Okuyun

DİPNOTLAR

I Dil, kendi içinde barındırdığı başka bir gerçeklik yaratır Dil ve dilin açtığı yolla ya da hatta dilin içinde dille birlikte dilin yüzeyine çıkan eser, dil ile gerçeklik yani dilin bizatihi kendisiyle oluşan gerçeklik hatta hakikat, bir şekilde, bir bakıma değil her bakımdan, eserin var olmasıyla aynı anda eşzamanlı olarak var olur. Böyle bakıldığında, dil, […]

Devamını Okuyun

GÜLÜNÇ BİR MEGALOMANIN İFŞA EDİLMİŞ SÛRETİ

Natama’nın yayınına son vermesiyle birlikte geriye kalan dikkate değer bir iki şiir/edebiyat dergisinden Buzdokuz da nihayet isyan etti.. Ki Buzdokuz daha çok şiir içi meselelerle kendi gündemini belirleyip onu takip eden bir yayın olarak, fazla sağa sola sataşmadan yayın hayatını sürdürmeye dikkat ediyordu. Bu bakımdan tansiyonu pek yüksek bir yayın değildi. Daha çok dünya şiirindeki […]

Devamını Okuyun

SORUNLU BİR ŞİİR ÖDÜLÜ

Hem de birçok bakımdan! Ve neresinden bakarsanız bakın… Hangi şiir ödülünden mi bahsediyorum? Yeni ihdas edilmiş olan Nâzım Hikmet Şiir Ödülü’nden. İhdas eden kurum ise Bursa Büyükşehir Belediyesi. Peki ne var bunda diye bilirsiniz; çok şey var. Çok keyfekeder davranışlar var. Saygısızlıklar var ve ne yapsam olur zihniyeti var, ki bu çok yaygın bir tutumdur […]

Devamını Okuyun

BU ÇAĞDA BU ÇAĞA DİKLENMEK İÇİN NASIL BİR ŞİİR YAZMALI?

Hemen öncelikle bu metnin bir rehber olma iddiasında bulunmadığını, sadece yazarının dünyadaki ve ülkemizdeki siyasal, kültürel ve ekonomik gelişmelerle ilişkilendirerek, sadece şiirin kendi içsel sorunlarıyla uğraşmakla yetinerek ulaşmadığı, aksine şiirin bireysel ve toplumsal diklenmenin başlıca yollarından biri olduğunu düşünerek ulaştığı kendi poetik anlayışının bir tür serimlenmesi olduğunu belirtmeliyim. Bu yazının olsa olsa şöyle bir iddiası […]

Devamını Okuyun

İçi Dışa Boca Ediş – 1 “Doğmuşum”

1965 yılının 5 Şubat günü Trabzon Devlet Hastanesinde doğmuşum. (Doğdum diyemiyorum çünkü doğduğum anda doğduğumun bilincine sahip değildim. Yani doğduğuma kendim şahit değildim. Başkaları yani beni doğuran annem ile beni doğurtan ebem şahitti. Sonra da babam görmüştür herhalde ve bütün bu kimseler doğduğuma kani olup varlığımı doğruladılar. Doğmanın nasıl bir şey olduğunu tam olarak bilmiyorum. […]

Devamını Okuyun