Hem de birçok bakımdan! Ve neresinden bakarsanız bakın… Hangi şiir ödülünden mi bahsediyorum? Yeni ihdas edilmiş olan Nâzım Hikmet Şiir Ödülü’nden. İhdas eden kurum ise Bursa Büyükşehir Belediyesi. Peki ne var bunda diye bilirsiniz; çok şey var. Çok keyfekeder davranışlar var. Saygısızlıklar var ve ne yapsam olur zihniyeti var, ki bu çok yaygın bir tutumdur cânım ülkemizde.
Bir kere şu var: Bursa Büyükşehir Belediyesi Nâzım Hikmet adına böyle bir ödül ihdas etme yetkisini nereden buldu, ailesinden izin aldı mı? Bu ödülü ihdas etmeden önce örneğin Nâzım Hikmet uzmanlarından ya da kurumlarından izin aldı mı?
İkincisi jüri üyelerini belirlerken hangi kriterler gözetildi? Gördüğüm kadarıyla bir nebze Turgay Fişekçi hariç diğer jüri üyeleri Asuman Susam, Gonca Özmen, Nahit Kayabaşı ve dahi Nilay Özer neye göre seçildi? Bu isimlerin (şair olduklarını söylemek güç olduğu için “şairlerin” demedim) Nâzım Hikmet şiiriyle herhangi bir poetik ilkeleri var mı? Ya da uzmanlıkları? Ya da kısa da olsa ciddi herhangi bir yazı ya da görüşleri var mı? Varsa benim bilmediğim bu verimleri nedir? Durup dururken (kimsenin değil sizin aklınıza gelmiş) bu fikir kimden, neden, asıl ve ne zaman geldi? Böyle bir sorgulamadan geçmeden hangi hadle ve hakla böyle bir ödül verme cüreti bulundu ve jürideki bu isimler hangi hadle bu işe kalkıştılar? Yüzleri kızarmadı mı? Utanmadılar mı?
Örneğin bu isimler değil de, şiirlerini beğenmememe karşın toplumcu şair çizgisini benimsemiş (ya da benimsemiş gibi görünen) Ahmet Telli, Hüseyin Haydar, hiç ciddiye almadığım halde Şükrü Erbaş bile bu jüride yer alsaydı bu kadar garipsemezdi; belki eleştirirdim ama bu kadar alakasız gelmezlerdi.
Şimdi Bursa Büyükşehir Belediye Başkanına ve jürideki isimlere soruyorum: Bütün bunlar ne demek? Nâzım’ı yiye yiye bitirmediniz mi hâlâ? Tevfik Fikret’in dediği gibi: “Yiyin efendiler yiyin; bu doyumsuz sofra sizin; / Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!”
