İllüzyonlar ve Mantarlar – 1. Elbet Var Bir Anlamı – Onur Sakarya

Bu Çağ Dergi > Genel >

İllüzyonlar ve Mantarlar – 1. Elbet Var Bir Anlamı – Onur Sakarya

Bana doğru yansıyan uzay, içime göçen, ağzımdan sonsuza inen, ellerimi şarap yapan bir tuhaf döngüye dönüşüyor. Sanki dünyanın tavanına çakılmış bir salıncakta sallanıyorum. Bir ileri bir geri, hiç durmadan, hiç bitmeyecek gibi olan, rüzgârı alnımı yalayan, aşkın ilk hali, bebeğin ilk gülüşü, topların ateşlendiği, gemilerin yakıldığı, mahpushanelerin bir çift göze dönüştüğü kapalı bir kutuda. Bu […]

Devamını Okuyun

Şiir ve Hakikât İlişkisi: Hakiki Söz

Benim ve kızımın teyzoşu Tebessüm Ayşe Sarp için   Hakikat x Gerçeklik Hakiki x Sahte Örtüşme x Örtüşmezlik Yaşantı x Kurgu Yaşantıların kurgulanması Kurgulanmış yaşantı   Hakikat ne ola ki? Onu nasıl tanımlayabiliriz. Ben bunun içinden şöyle çıktım: Hakikat, biçim ile öz’ün tam olarak, hiçbir fire vermeksizin, en ufak bir boşluk bırakmaksızın tam olarak örtüşmesidir. […]

Devamını Okuyun

Eğer – İlhami Batı

Üzüm dalında kurusaydı  Üzüm dalında kurur diye atasözü olurdu   Bak bu yarayı aldırma yerinden  Duygularını çarpıtma bıçaksız bir çekmecenin olduğu mutfakta  Ağzını açtığında diline kıymık batan herkes haklıdır şu dünyada  Üstelik tanrı kendine o dünyayı şiirin şairine şiir olarak geldiği gibi  Tamam dur bir dakika:  Yaralı attır deliler: vurulmalılar  Alacalıdır bol hecelidir   Demir […]

Devamını Okuyun

Kurgu İnsan’ın İnşası

Dünya benim tasarımımdır. Schopenhauer Ben kendimin cinsiyim; normsuz, yasasız ve örneksizim. Stirner   Buraya kadar açık bir niyet mektubu ve otobiyografik öğelerle başlayıp devamında mizahtan el alarak dar alan ve zamanlara hapsolmuş yaşama biçimlerine, kof siyasi faaliyetlerin hangi araçlar ve söylem biçimleriyle yol aldığına, anlamın kaypaklığına, nasıl ve kim tarafından kurulduğuna bağlı olarak gelişen yapısına […]

Devamını Okuyun

Yazının Ekonomi Politiğine İçerden Bir Bakış

Waldo’da yazmıştım, “şairliğim maliyet meselesidir” diye.  Çünkü resim için boya parası lazımdı, müzisyen olmam için dünya kadar paralar lazımdı. Onun için şiiri seçtim, özel bir donanım gerekmiyordu. İsmet Özel   Aç kalmak pahasına vazgeçmeyeceğim etkinlik nedir? Etkinlik diyorum çünkü yazmak düpedüz bir etkinlik ve şenlik halidir. Yirmili yaşlarımda bu soruyu çok sorardım kendime. İstanbul’da flanör […]

Devamını Okuyun

YAZININ JANTİLEŞTİRİLMESİ – DEFTER VE METİS ÇEVRESİ ELEŞTİRİSİ

    Yıllardır Defter dergisi ve ona bağlı olarak Metis Yayınları’nın edebiyatımızda ve düşünce hayatımızda neyi temsil ettiğini, tavrı ve kendini gösterme biçimiyle ne demeye çalıştığını, ne anlama geldiğini düşündüm, bunlar üzerinde dünü anlamaya çalıştım. Ve yıllardır da bu konuda bir yazı yazmak, düşüncelerimi ortaya koyma arzusu duyuyordum. Öyle ya, 80 sonrasında yayın hayatına başlayan […]

Devamını Okuyun

Türkiye Yüzyılı İçin Erkekçe Söylenmiş Birkaç Söz

Mayıs 2023   “Çobanlığın felsefesini anlamayan onun psikolojisini yaşamayan  insan yönetemez. Ben de bir çobanım.” Recep Tayyip Erdoğan   Kültürel anlamda tanrı tahayyülümüzü gözlemlediğimizde insan biçimci ve “erkek” bir tanrıyla karşılaşırız. Bilinmek için yaratılan kozmos, basitçe bir gövde gösterisidir çünkü. Pipisini amcalara göstermesi söylenen bir çocuğun yaptığından utanması şöyle dursun örtük bir hayranlıkla erkekliğini sergilemesi […]

Devamını Okuyun

UTANÇ TUTAR SENİ DAİREDE – Meltem Gürlevik’in Herkes Yolunda’sı – Ayşe Şirin Çakmakçı

Bir hikâyenin sonunu bilsek, başlar mıydık onu izlemeye? Bu sorunun daha özelini kendime sorup duruyorum son günlerde, başlar mıydım o sayısız arkadaşlığa, dostluğa, sevgililiğe, sonlarını bilsem. Klişe bir şekilde, yolculuktur hikâyeyi belirleyen desem de sonların baskın ağırlığı üzerime çöküyor. Herkes Yolunda’da hikâye benzer bir şekilde sonuyla belirleniyor. Sonun kendisi, karakteri bir dairenin içine hapsediyor. Daire […]

Devamını Okuyun

Tanrı ve Kader – Emre Söylemez

Tanrı ve Kader biri yaşlı ve huysuz diğeri genç ve huzursuz biraz daha kalsa vazgeçecek gibi biri öbürü sakin fakat bu durumdan yorulmuş yeşildi gözleri ve mordu altı genç olanın saçları kirli ama sakalları seyrek ağırdı yaşlı olan sınayan yanıydı bu geçimsizdi genç ve sınanmayacak kadar kendinde dişleri görünüyordu gülümseyince gülünce elini kaşına götürüyordu ötekisi […]

Devamını Okuyun