Anlam

Bu Çağ Dergi > Genel

Anlam

Anlamın ne anlamı olabilir? Peki ya anlamsızlığın? Bu metin bir manifesto olsaydı şüphesiz daha güçlü bir giriş ve son gerekirdi. Oysa manifestolar çağı çoktan kapandı ve bütün yapıp etmelerimizi, doğrudanlığın samimiyetini dahi boşa çıkarır bir laf bu. Klasik bir giriş yapacak olsak sözlük anlamından başlayıp devam etmemiz isabetli olurdu fakat anlamı bir duyumsama dahası bir […]

Devamını Okuyun

Dumanlı Tablolarda – Onur Sakarya

Bu sabah kuşları ürküttüm Göğün en ince haline doğru Bir damla gözyaşı götürdüm tuhaf bir uçağa Gece için soyunmuş toprak Geçti, diyen bir annenin ruhu Bir garip görüntü, zirvedeki ekranda Kimsenin bakmadığı bir eteğin açılışı Kuşları ürküttüm Sabahın içinden geçen cigara dumanı Kahve ve onlarca hap Kendinden nefret eden çıplak anatomi Onları ürküttüm Uçuştu etrafımda […]

Devamını Okuyun

Bir Khora, Bir Parrhesia 2 – Ayşe Şirin Çakmakçı

Aynı hafta, önce Parrhesia 2, sonra Khora olmak üzere iki güçlü oyun izledim. Birbirinden farklı güçleri ve farklı bakış açıları olsa da köklerinin aynı olduğunu söylemek istiyorum. İkisi de hakikatle ilgileniyor ve hakikatle beraber şiddetle ilgileniyor. Parrhesia, hakikati konuşmak, sonucunda ne ile karşılaşacak olursan ol, hakikati konuşmakla ilgiliyken bu iki temanın, iki oyunda da birlikte […]

Devamını Okuyun

Benim de var “Kafamda Bir Tuhaflık”: Çağdaş gerçekçiliği yeniden düşünmek… – Mustafa Bayram Mısır

Başlarken: Bir öz eleştiri ve sorun Kafamda Bir Tuhaflık’ı okuduğumdan beri ben de bir tuhafım. O kadar beğendim ki, okuduğumun, ilk gençliğimde okumakta zorlandığım ve üzerine epeyce de eleştirel yazılar yazdığım Orhan Pamuk olduğundan emin olmakta zorlandım. Uzunca bir süre, yaşlandığımı ve kuramsal tutarlığımın esnediğini, Nâzım’ın öğüdünü tutamadığımı, kendi 19 yaşıma sadakat gösteremediğimi düşündüm. Nihayet, zaten diyalektik […]

Devamını Okuyun

Bursa’da 1 Mayıs’ı Çocuklar da Kutladı! – Selma Cengiz

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü Kutlu Olsun! Çocuk işçilerinin olmadığı bir ülke istiyoruz! Çocukların istismara uğramadığı bir ülke istiyoruz! Çocukların güvende olduğu okullar istiyoruz! Çocukların güvende olduğu evler istiyoruz! Çocuklar öldürülmesin istiyoruz! İşçiler İktidara, Çocuklar Kreşe! Çocuklara yaşanılabilir bir dünya! Güvenli Sokaklar! Çocukları işçi yapan bu sistem batsın! Özgür Ruhlu Çocuklar! Çocukluğumu yaşamak istiyorum! […]

Devamını Okuyun

Türkiye Yüzyılı İçin Erkekçe Söylenmiş Birkaç Söz

Mayıs 2023   “Çobanlığın felsefesini anlamayan onun psikolojisini yaşamayan  insan yönetemez. Ben de bir çobanım.” Recep Tayyip Erdoğan   Kültürel anlamda tanrı tahayyülümüzü gözlemlediğimizde insan biçimci ve “erkek” bir tanrıyla karşılaşırız. Bilinmek için yaratılan kozmos, basitçe bir gövde gösterisidir çünkü. Pipisini amcalara göstermesi söylenen bir çocuğun yaptığından utanması şöyle dursun örtük bir hayranlıkla erkekliğini sergilemesi […]

Devamını Okuyun

UTANÇ TUTAR SENİ DAİREDE – Meltem Gürlevik’in Herkes Yolunda’sı – Ayşe Şirin Çakmakçı

Bir hikâyenin sonunu bilsek, başlar mıydık onu izlemeye? Bu sorunun daha özelini kendime sorup duruyorum son günlerde, başlar mıydım o sayısız arkadaşlığa, dostluğa, sevgililiğe, sonlarını bilsem. Klişe bir şekilde, yolculuktur hikâyeyi belirleyen desem de sonların baskın ağırlığı üzerime çöküyor. Herkes Yolunda’da hikâye benzer bir şekilde sonuyla belirleniyor. Sonun kendisi, karakteri bir dairenin içine hapsediyor. Daire […]

Devamını Okuyun

Tanrı ve Kader – Emre Söylemez

Tanrı ve Kader biri yaşlı ve huysuz diğeri genç ve huzursuz biraz daha kalsa vazgeçecek gibi biri öbürü sakin fakat bu durumdan yorulmuş yeşildi gözleri ve mordu altı genç olanın saçları kirli ama sakalları seyrek ağırdı yaşlı olan sınayan yanıydı bu geçimsizdi genç ve sınanmayacak kadar kendinde dişleri görünüyordu gülümseyince gülünce elini kaşına götürüyordu ötekisi […]

Devamını Okuyun

Günlük Ritüeller 6 – Thomas Mann

Mann her sabah sekizde kalkardı. Yataktan çıktıktan sonra eşiyle bir fincan kahve içer, banyo yapar ve giyinirdi. Sekiz buçukta yine eşiyle birlikte kahvaltıya otururdu. Dokuzda çalışma odasına kapanır, ziyaretçilerin, telefon görüşmelerinin ve aile üyelerinin radarından çıkardı. Dokuz-on iki arası çocukların gürültü yapması kesinlikle yasaktı çünkü bu saatler Mann’ın en verimli olduğu zaman dilimiydi. Zihni en […]

Devamını Okuyun