KARA SÜTÜ ANNEMİN – 2

Bu Çağ Dergi > Articles by: Osman Çakmakçı

KARA SÜTÜ ANNEMİN – 2

İki kara güneş iki göz Nereye gitsem çöküyorlar Uzağa oraya çağırıyorlar Nefesim kesilse boğulsam Bir adım atsam yeni önüm sıra bir kez daha İnansam inanılacak şeylere Bir koku yayılıyor boğuyor beni sesler Her zaman işte her zaman çöküyorlar   Teyzem hiç taze yumurta pişirmedi bana   Yabanıl yerlere balta girmemiş Rüzgârın şiddetine çiçeklerin tutsaklığına Ağaçların […]

Devamını Okuyun

KARA SÜTÜ ANNEMİN

Evlatlarını yiyen Medusa’sın sen Üstelik doymayıp, doğurup Doğurup yiyen yılan saçlı   Bir kovuk olmalı senin rahmin Yoksa bir kovuktan mı doğdum ben? Uçan, kan emen memeliler karanlıktır Memeliler kendi kanlarını içerler   Senin verdiğin süt senin değildir ki O annenden tüm tüm ataların bağışıdır sana Boşuna böbürlenme ben emzirdim diye Emzirdin ama emen de […]

Devamını Okuyun

2000’ler şiiri: Deney/Deneyim, Yenilik ve Fetişizm

Önce 1980’lerden başlayıp 1990’lara geçerek günümüze dek ülkemizin ve dünyanın “şartları”na bakmak gerek. Öyle ya, biz hepimiz, insanlar, içinde yaşadığımız toplumun “şartlarının” ürünüyüz. Ne yaparsak, yapıyorsak, yapacaksak bu “toplumsal” bağlam ve arka plan içinde kendi anlamını ve biraz da izahını bulur. Öyle ya da böyle, şiirin de “anlamlı bir varlık” olmasının koşulu ve gerek “şartı” […]

Devamını Okuyun

“Dünyada Şiire Yer Var mı?” Tartışması – İnsanların Şimdi Şiire Her Zamankinden Daha Çok İhtiyacı Var

Spot: Gazetemiz genel yayın yönetmeni şair İbrahim Kiras’ın Enis Batur!un yeni çıkan “Şiir Hayvanı” kitabında söylediklerinden kalkarak “Bugünkü dünyada şiire yer yok mu?” sorusunu sorduğu yazı bir kıvılcımla ateşi yaktı, şair Ömer Erdem de bir yazı ekleyerek ateşi harladı. Ben de bu yazıyla ateşe benzin döküyorum. Umarım bu ateş sonunda bir “şenlik ateşi”ne dönüşür, ıssız […]

Devamını Okuyun

Osman Çakmakçı’nın Kayıp Bir Şiiri 33 Yıl Sonra Bulundu-Serseri Bulut

Serseri Bulut Kökünden söküp çıkarırım seni Kalbim sus! Sus artık!   Kaşlarım masalarda, ellerim zaten olmadı Ensem ürperiyor, tüylerim diken diken zaten Yalanlar yıkılıyor üzerime, imdat Herhangi bir yerde yürür iken Tutuyor pimpis gövdemi periler Diyor ki biri, belli liderleri: “İnanmadın, dişlerini saydım bize gülerken Burnun hafifçe bir dışarı uğrardı Gözlerin kısılırdı, yüzünde osuruk otları […]

Devamını Okuyun

İÇİ DIŞA BOCA EDİŞ – 2

ÖNCESİ – BAŞLANGIÇ – ORTASI – SON – SONRASI ÖNCESİ Uzun, çok uzun, çok ama çok uzun yıllardır, belki de asırlardı, belki de dünyanın hatta kâinatın var oluşundan bu yana düşündüğüm bir mesele var. (Benim hayatım benim doğuşumla başlayan bir şey değil, kâinatın yani hiçlikten varlığın çıktığı o ezelden başlayan silsilenin bir parçasıdır. Demiştim ya, […]

Devamını Okuyun

Hakikatli, Münzevi ve ‘Expat’

Şavkar Altınel’i 90’lı yılların başından beri takip ederim. İlk kitabı ‘Kraliçe Viktorya’nın Düşü’ 1991 ‘de yayımlandığında o 38 yaşındaydı, ben ise henüz 26 yaşındaydım. Am’ ne tesadüf ki ikimizin de ilk kitabı aynı yıl yayımlanmıştı. İlk kitabı 38 yaşındayken yayımlanmıştı ama o 19 yaşından bu yana yurt dışında, ağırlıklı olarak da İngiltere’de yaşıyordu. (O ‘ortaya […]

Devamını Okuyun

Bedeninle Yazmak

Büyük şair Paul Celan bir yazısında, “Şiir el ile yazılır. El işidir şiir,” der. (Şairin İş Bankası Yayınlarından Ahmet Cemal çevirisiyle yayımlanan ‘Ellerin Zamanlarla Dolu’ adlı şiir kitabını yalvarırım n’olur okuyun.) Burada şiiri zanaate yaklaştırıp daha ilkel haliyle esasına dönük bir vurgu yaparken aslında, bize göre, bedeni öne çıkarmaktadır: Bedeni ve dirimselliği. Ne diyor Celan? […]

Devamını Okuyun

“Sesler, İşitin Bizi de”

Henüz yarısı olmasına karşın yılın edebiyat ve yayıncılık olayı olduğunu düşündüğüm çok önemli bir şairin çok önemli bir kitabına değineceğim (zaman geçirmemeliyim): Romanya kökenli bir Yahudi olan ve Alman diliyle yazan Paul Celan’dan Türk diline şimdiye kadar yapılmış en kapsamlı şiir çevirilerini, barındıran “Sesler, İşitin Bizi de” adlı Everest Yayınlarından daha yeni çıkmış olan Cem […]

Devamını Okuyun
  • 1
  • 2