“MÜTEŞAİR” ÇALIŞIYOR…
İBB Yayın Yönetmeni Ahmet Bozkurt.
Bu ismi ilk kez Erzincan’da çıkan bir dergi ile duyduk: Le Poète Travaille.
O günlerde Enis Batur’un taşra dergilerine destek olmak için ilan verdiğini öğrenen ve Erzincan’da çıkan dergiye Le Poète Travaille adını koyarak özentisini de kibrini de ortaya koyan YKY’den ilan alan AB’nin, edebiyat tarihinde üstünde emanet bir palto gibi duran bu dergiyi çıkarmak dışında bir mahareti var mı bir bakalım:
İBB Yayınları’nın yönetmeni olmadan önce İnkılap Yayınları’nda görevliydi.
Orada yani İnkılap Yayınları’nda kendi kitaplarını yayımladığı ve kendini şair ilan ettiği yerde, yayın dünyasında bilinen hangi sebeple işine son verildi diye sorarak başlayalım sıfırıncı soruya ve devam edelim.
Soru 1. Inkılap Yayınları’nda editör olarak başlayıp Türkçe hariç herhangi bir dil bilmeden yayın yönetmenliği koltuğuna oturup önemli hiçbir kitap yayımlamadan, sadece çok popüler adlara kitap yazdırarak kâğıt israfına neden olduğu için mi bu şahsın işine son verildi?
Soru 2. Bizim de merak ettiğimiz bu işine son verilme konusu yayın dünyasında biliniyorken neden, nasıl ve hangi ilişkilerle İBB Yayın Yönetmeni olarak çalışmaya başladı?
Soru 3. İBB Yayın Yönetmeni iken evvelden hazırlanmış kitapların içeriğini değiştirerek yazar olarak kendi adını yazdırıp kitap hazırlayıp bastırdı mı?
Soru 4. Enver Ercan, İBB Yayınları bünyesinde 1994 yılında “Şiirlerde İstanbul” adlı bir kitap hazırladı mı?
Soru 5. Enver Ercan, İstanbul Kültür Başkenti 2010 kapsamında “Bizans’tan Günümüze İstanbul Şiirleri” adlı bir kitap hazırladı mı?
Soru 6. “Şiirlerde İstanbul” adını taşıyan ve kapağa “hazırlayan” bile demeden kendi adını yazdıan Ahmet Bozkurt acaba Enver Ercan’ın çalışmasına mı yattı, yoksa onu sermaye mi yaptı bu kitapta? Kimler var kimler yok… Mesela önceki baskılarda varken şimdi Yaşar Miraç neden çıkarıldı? Ve hangi vasıfla geçmişte aynı kurumda yayımlanan böyle bu antolojiyi kendi adıyla hazırlamaya soyundu Bay Bozkurt?
Soru 7. İBB Yayın Yönetmeni olunca hepimizin vergilerinin alındığı ve hepimize ait bir kamu kurumunun yayın yönetmenliği koltuğuna oturunca ilk iş şehrin kültür hayatı üzerine, tarihi üzerine, edebiyatı üzerine, şiiri üzerine, sanatı üzerine kitaplar hazırlatmak yerine neden kendi adının yazdığı kitapları derledi? Kendini gösterme duygusuyla yani ne kadar çok çalıştığını göstermek için mi yaptı tüm bunları? Kamu kaynaklarını adını öne çıkarıp kendini göstermek için mi kullandı?
Soru 8. Kamuya ait bir kurumda yayın yönetmeni olan bir kişinin vasfı, geçmişi, bilgisi, tecrübesi konusundaki iddiaları bir kenara koyarak şunu soruyorum: Şu ana kadar İBB Yayınlarından kaç kitabın çıktı ve bir yayın yönetmeni olarak neden görev dağıtmak yerine vakıf olmadığın alanda sayısız kitap hazırladın?
Soru 9. Şiirlerde İstanbul, Öykülerde İstanbul, Evvel Zaman İçinde İstanbul adlı kitapları hazırladın ama kitapların başına “Hazırlayan” bile yazmadan sanki sen yazmışsın gibi kapağa adını koydurdun. Neden? Öykülerde İstanbul kitabında bir adım daha ileri gidip kamu yayınevinden çıkan kitabı hazırlama cüreti göstermen kenarda dursun hazırlayan demedin ve kapağına kendi resmini neden çizdirdin? Bu kitapları acaba hakkıyla hazırlayacak yaşayan başka bir ad yok muydu?
10. Cumhuriyetin 100. Yılında Türk Edebiyatı diye oldukça görkemli basılan bir kitap hazırlandı. Bir tek bu kitapta neden adını “Hazırlayan” olarak yazdırdın? Ve daha o günlerde çıkmış kendi kitabının kapağını (Ku’yu, Ayrıntı Y.), bu kitabın içine makale aralarına neden koydun? Bu hakkaniyetli mi? Neden onlarca ismin kitap kapağı değil de hazırlayanın kitap kapağı var orada? Acaba bize Cumhuriyetin 100. yılında “önemli bir kitap” algısı oluşturmak için mi kendi kitap kapağını koydun?
11. Cumhuriyetin 100. Yılında Türk Edebiyatı adlı bir kitabı Ahmet Bozkurt mu hazırlamalıydı? Bugüne kadar oraya, o koltuğu oturmadan önce benzer hangi çalışmayı yaptın da kendini yetkin görerek bu işe kalkıştın? Türk edebiyatında hiç mi eleştirmen, şair, akademisyen kalmadı da 100 yıllık edebiyat tarihimizi hazırlamak Ahmet Bozkurt’a kaldı? O kitapta kaç makale Bay Bozkurt’a ait?
12. “Cumhuriyetin 100. Yılında Türk Edebiyatı” adlı kitap neden hakkı verilecek bir komisyon kurularak yapılmadı da yayın yönetmeni kendisi kendi kitap kapağını koyarak 3 makale de benden diyerek bunu yaptı? Yapınca oluyor mu demek istiyor Bay Bozkurt? Harcanan bizim de kaynağımız değil mi Bay Bozkurt? Bu 1000 sayfaya yakın görkemli baskısıyla göz kamaştıran kitapta birden fazla makale yazma hakkını nerden ve kimden aldın Bay Bozkurt?
13.Tüm bunları bir kenara koyalım. Sen bizlerin oyları ile seçilmiş belediye başkanının emeğini İBB Yayın Yönetmeni olarak mı Albaraka Türk Yayınları’ndan nerdeyse İBB’de yayımladığın kitabın bir benzerini hazırladın? Peki bu kitaba ait dokümanları nereden sağladın? Bu adla daha önce kimler kitap hazırladı, acaba onların kitaplarından bilgi kullanımı yapıldı mı? İBB dışında herhangi bir yerden bastığın kendi adınla çıkan kitapları İBB’ye ait yerlere aldın mı? İBB kitapçılarında senin adınla çıkan kitaplar bulunuyor mu? Diğer yazarlardan ne kadar bulunuyor? İBB kitap alımı yaparken şu ana kadar AHMet Bozkurt’un hazırladığı ya da adının yazılı olduğu kitaplardan o kitabın çıktığı yayınevlerinden kaç adet aldı?
Şimdi eğer ki Ahmet Bozkurt, İnkılap gibi şahsa ya da bir şirkete ait bir yerde editör, redaktör, yönetmen… olsa tüm bu sorular sorulmazdı çünkü kimseyi ilgilendirmezdi. Zaten hiçbir yayınevinden editör kafasına göre her şeyi kendisi hazırlamaz, hazırlayamaz. Önce yayın kurulu vardır ve oradan bir karar çıkar, ardından işin ehline işi teslim eder. İş adilce dağıtılır. Ve yayınevi sahibi de günün sonunda hesap sorar sen bunu bastın da sattı satmadı diye. Yani bu işe pek çok sebeple ve daha baştan ahlaklı bir yayınevi çalışanı cüret etmez.
Şimdi bizi ilgilendiren yer şurası: Bay Ahmet Bozkurt kamusal bir kurumda Yayın Yönetmeni olacak ve oradaki unvanını masaya koyarak her şeyi kendisi hazırlayacak. Bu etiğe uygun mu? Koyalım bir kenara bu soruyu.
Peki İBB’de Yayın Yönetmeni olarak her yerde İBB’de hazırladığı kitaplar hakkında konuşurken, kendine övgüler düzerken diğer yanda ALBARAKA Türk bankasının yayınevinden BİR ZAMANLAR İSTANBUL adıyla kitap yayımlamak ETİK Mİ?
Şimdi etik ne idi? Hatırlayan var mı? Dönelim başa: Demek ki Le Poète Travaille! “Şair”(!) çalışıyor…
Şununla paylaş: