Gazzeliler hicret mi etsin tehcir mi edilsin – İbrahim Kiras

Bu Çağ Dergi > Articles by: Bu Çağ Dergi

Gazzeliler hicret mi etsin tehcir mi edilsin – İbrahim Kiras

İsrail hükümetinin “Filistinlilerden arındırmak” amacıyla iki yıldır ölüm yağdırdığı Gazze için dünyanın elinden gelen bir şey yok gibi görünüyor. İslam dünyasının Filistin denildiğinde mangalda kül bırakmayan liderlerinin de elinden gelen bir şey yok aslında. Dışişleri Bakanı Fidan, önceki gün Antalya Diplomasi Forumu’nun kapanışında gayet realist bir yorumda bulundu. “Günün sonunda Amerika’nın desteği kesilmediği sürece soykırımın sona ermeyeceği ortada” dedi. […]

Devamını Okuyun

Günlük Ritüeller 5 – Sylvia Plath

Plath, on bir yaşından otuz yaşına kadar yani intihar edene kadar günlük tutmuştu; bu günlükler, üretken bir yazma takvimi oluşturmanın ve buna bağlı kalmanın çabalarıyla doludur. “Bundan sonra bak bakalım yapabiliyor musun: alarmı yedi buçuğa kur, sonra yorgun olsan da olmasan da kalk,” diyordu 1959 ocak ayında tutulan bir günlükte. “sekiz buçukta kahvaltı, ev temizliği […]

Devamını Okuyun

Tahterevallide Sallanan Şarkı – Suat Bilgi

Bezden yapılmış 6 sırt çantam var Biri küçük dayımın haşarılıklarıyla dolu  Bir tutam da gülüşü. İkincisinde en küçük teyzemin çilleri var Yüzünden ve ellerinden çilleri. Üçüncü çantam annemin gözyaşları Biraz da bizden bişeyler. Benden, abimden, ablamdan, küçük kız kardeşimden. Dördüncü çantam anneanneme ait Anneannemin bizi eğlendirmek için salladığı takma dişleri, bir de gözlükleri. Beşinci çantam […]

Devamını Okuyun

21 Mart Dünya Şiir Günü Bildirisi – Yaşar Miraç

SAHTEKARLIĞA KARŞI ŞİİR Türkçede şiir, suyun akışından gelen sestir: ırıl ırıl, şırıl şırıl… Su kirlendi, bulandı ve doğal sular, kaynaklar azaldı. Gerçek şiirin yerini doğallığını yitire yitire, yapay, kurgusal, sanal bir gösteriye dönüşen sahte bir şiir aldı. Şiir, kurnazların, cinfikirlilerin, hin ve hınzırların oyuncağı oldu. Sahte, yapay sular gibi, sahte, yapay şiirler çoğaldı. Bugün dünyamız […]

Devamını Okuyun

Sonra Yapılacak Tek Şey Var – Wolfgang BORCHERT

Sen. Makine başındaki adam ve atölyedeki. Sana yarın su boruları ve vanalar yerine çelik miğferler ve makineli tüfekler yapmanı emrederlerse, yapılacak bir tek şey var: HAYIR de!.. Sen. Tezgahı ardındaki kız ve bürodaki kız. Sana yarın bomba doldurmanı ve keskin nişancı tüfekler için hedef dürbünleri monte etmeni emrederlerse, yapacağın bir tek şey var: HAYIR de!.. […]

Devamını Okuyun

Seçim kazanmanın yolu bu değil – İbrahim Kiras

Ekrem İmamoğlu’nun üniversite diplomasının hem asıl hem de usul bakımından kabul edilemez bir idari kararla apar topar iptal edilmesinin ardından tüm Türkiye’yi şoke eden gözaltı hamlesi her bakımdan endişe verici. Toplumdaki hukuk duygusunu da yargıya güveni de derinden sarsan son derece talihsiz ve vahim bir müdahale bu. Ancak ana muhalefet partisinin cumhurbaşkanı adayı durumundaki İBB […]

Devamını Okuyun

Metin Kaygalak ile Söyleşi – Zafer Zorlu

“Benimkisi Batı’nın karşısına konumlanmış Doğu değil; kaybın Doğu’su, kayıp aydınlanmanın.”   Başından itibaren bir ısrarın, yeni bir söyleyiş arayışının poetikasını sürdürdü Kaygalak. Kendisinden sonra gelen birçok genç şairi de etkiledi. Başlangıçta varlık sorunsalını merkeze alan, kültürel mistisizmin olanağında şiirlerini okuduğumuz Kaygalak, son iki kitabında, daha tanımlı, özneleri ve coğrafyası olan bir dille çıktı karşımıza. Ortodoks Oğlanlar […]

Devamını Okuyun

‘Cash çalışan’ süper güç – İbrahim Kiras

Trump yeniden işbaşına gelir gelmez ilk önce Avrupa’ya savaş açtı. Bunun sinyallerini önceden vermişti gerçi ama yine de Avrupalılar uğradıkları saldırıyı şaşkınlıkla karşıladılar. Trump’ı tanıyorlardı tanımasına ama İngiliz dominyonu Kanada’yı, Danimarka’ya ait Grönland’ı kendi topraklarına katma talepleri yine de şaşırtıcıydı. Bir o kadar da tahkir ve tahrik edici… Sonra ABD Başkan Yardımcısı Vance arzı endam etti, 14 […]

Devamını Okuyun

Günlük Ritüeller 4 – Ernest Hemingway

Hemingway, tüm yetişkinliği boyunca günün ilk ışıklarıyla uyanmış, beş buçuk altı gibi yataktan kalkmıştır. Akşamdan kalma olduğunda bile bu alışkanlığından vazgeçmemiştir. Oğlu Gregory, babasının alemlerden hiç etkilenmediğini hatırlar: “Babam daima çivi gibiydi; ses geçirmez bir odada gözünde uyku bandıyla bebekler gibi uyuduğunu sanırdınız.” 1958’de The Paris Rewiew’a verdiği bir röportajda Hemingway sabahın ilk saatlerinin önemini […]

Devamını Okuyun