Günlük Ritüeller 2 “James Joyce”

Bu Çağ Dergi > Genel > Nasılsınız? > Günlük Ritüeller 2 “James Joyce”

Günlük Ritüeller 2 “James Joyce” - Bu Çağ Dergi

“Taşkınlık ve alkolizme meyilli olan meziyetsiz bir adam” olarak tanımlıyordu İrlandalı yazar kendini. En azından günlük alışkanlıklarında kendini kontrol etmeye ya da düzenliliğe pek eğilimli değildi. Sabahları geç kalkar, öğleden sonraları yazar (“Zihnin en açık olduğu zaman,” derdi) ya da mesleki yükümlülüklerini yerine getirir, faturaları ödemek için de İngilizce ya da piyano dersi verirdi. Akşamları kafe veya restoranlarda insanlarla buluşarak geçirirdi, bazen bu buluşmalar sabaha kadar sürerdi, tenor nağmelerinden gurur duyan Joyce, barda yüksek sesle İrlanda şarkıları söylerdi.

 

Joyce’un rutinlerini ayrıntısıyla görmek için 1910 yılına gitmek gerekir, o zaman eşi Nora ve iki çocuğuyla birlikte İtalya’nın Trieste kentinde yaşıyorlardı, aileyi birçok kez maddi darboğazdan kurtaran daha sorumlu küçük kardeş Stanislaus da onlarla birlikteydi. Joyce o zamanlar Dublinler için yayıncı bulmaya çalışıyordu ve evde özel piyano dersleri veriyordu. Biyografisini yazan Richard Ellmann o günleri şöyle anlatır:

 

Stanislaus kahvaltı edip evden çıktıktan bir saat sonra saat ona doğru uyanırdı. Nora ona kahve ve sandivç hazırlardı, yatağında uzanır, kız kardeşi Eileen’in dediği gibi on bire kadar “düşüncelere dalıp giderdi.” Bazen Polonyalı terzisi gelirdi, yatağının kenarına oturup onunla konuşmaya başlardı, Joyce da onu dinleyip onaylardı. On bir gibi yataktan kalkar, tıraş olur ve piyanonun başına otururdu (yeni aldığı bu piyanonun taksitlerini ödeyememekten çok korkuyordu). Fatura tahsildarı geldiği için bazen söylediği şarkı ya da çaldığı piyano yarıda kesilirdi. Peki şimdi ne yapacaklardı? Uysal bir şekilde “Bırakın hepsi girsin içeri” derdi, sanki bir ordu kapıya dayanmış gibiydi. Tahsildar içeri girer, kaşla göz arasında alacağını tahsil eder ve sonra konuyu birden müzik ve siyasete getirirdi. Bu ziyaret bittiğinde Joyce tekrar piyanonun başına geçerdi, ta ki Nora onu ikaz edene kadar. “Dersin olduğunun farkında mısın?” ya da “Yine kirli gömleğini giymişsin,” derdi Joyce da usulca “Gömleği değiştirmeyeceğim,” derdi.

Öğlen yemeği birde yenirdi, sonra ikiden yediye kadar ders verirdi. Dersler sırasında Joyce, Virginia marka uzun bir sigara içerdi, dersler arasında da kahve içerdi. Haftaya iki kere Joyce dersleri erken bitirirdi, böylece eşiyle birlikte bir operaya ya da bir oyuna gidebilirlerdi. Pazarları da ara sıra Rum Ortodoks kilisesindeki ayine katılırdı.

Bu tasvirler, Joyce’un kariyerindeki perişan bir döneme denk gelir. 1914’te Ulysses romanını yazmaya başlar ve her gün hiç yorulmadan kitap üzerinde çalışır; çok sevdiği öğlen vakitlerinde yazma rutinine bağlı kalır, gece de arkadaşlarıyla birlikte geç saatlere kadar içerdi. Yorup tüketen onca edebiyat işi arasında nefes alabilmek için geceleri böyle kafa dağıtmaya ihtiyaç duyardı. Bir keresinde iki gün çalışıp sadece iki cümle yazabilmişti, “Doğru kelimeleri mi arıyorsun?” diye sorduklarında “Hayır” derdi, “Kelimeler zaten var bende. Esas aradığım şey kelimelerin cümle içindeki kusursuz sırası.” Joyce, yedi yıllık bir çalışmanın ardından nihayet 1921 ekim ayında kitabı tamamladı; bu kitap, kendi söylediklerine göre, “Avusturya’dan İsviçre’ye, İtalya’dan Fransa’ya on dokuz kez adres değişikliği ve sekiz hastalık” görmüştü. “Hesaplarıma göre Ulysseus’i yazmak için yaklaşık yirmi bin saat harcadım,” demişti.

 

Kaynakça: Currey Mason. (2024). Günlük Ritüeller. (Adem Beyaz). Kolektif Kitap

Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Paylaş
Bağlantıyı kopyala