Akşam oldu mu sonbahar ormanları
Sarsılır sesiyle kan kusan silahların,
Altın ovalarla mavi göller üzerinde güneş
Çoğalan kederiyle devrilir gider;
Gecedir, örter can çekişen savaşçıları,
Ve keskin çığlığını parçalanmış ağızların.
Ne var ki içinde öfkeli bir Tanrı’nın
Oturduğu o kıpkızıl bulutlar,
Çayırların üzerinde sessizce toplar
Akıtılan kanı, ay ayazında;
Bütün yollar siyah bir çürümüşlüğe çıkar.
Altın dalları altında gecenin ve yıldızların
Salınır kız kardeşin gölgesi suskun ormanda,
Selamlamak için ruhunu kahramanların,
Ve kanlı başları;
O anda sesi duyulur hafiften
Sazlıkta sonbahar flütlerinin.
Sen ey gururlu hüzün! Siz tunçtan sunaklar
Dev bir acıyı besliyor işte ruhun sıcak alevi,
Doğmayacak torunlar.
Almancadan Çevirenler: Gertrude Durusoy – Ahmet Necdet
Şununla paylaş: