Her kadının yazdıklarını saklama çabasına girmeden oturabileceği kendine ait bir odası ve üç yüz sterlini olmasını yüreğinin en derininden dileyen Virginia Woolf’un Kendine Ait Bir Oda’sından alıntıları sizler için derledik, keyifli okumalar!
- Gerçek, parmaklarımın arasından akıp gitmiş ve geriye tek bir zerresini bile bırakmamıştı. (sf. 41)
- Ayakta kalabilmek için müthiş bir cesaret ve dayanma gücüne sahip olmak şarttı. (sf. 47)
- Doğrudur, ellerinde para ve güç vardı ama bunun bedeli olarak göğüs kafeslerinin içinde sonsuza dek onların karaciğerini yırtıp koparacak ve akciğerlerini çekiştirip didikleyecek olan bir kartal ya da bir akbaba barındırıyorlardı. (sf. 52)
- Sekiz çocuk büyütmüş olan bir gündelikçi kadın dünyanın gözünde yüz bin sterlin kazanan bir avukattan daha mı az değerliydi? (sf. 54)
- Kadınlık koruma altında bir uğraş olmaktan çıktığı anda, her şey olabilir, diye düşünerek kapıyı açtım. (sf. 55)
- Duruma göre ya muhteşemdi ya da sefil. Bir erkek kadar yüceydi, hatta kimilerine göre ondan da yüce biriydi. Ama o kadın kurmaca edebiyattaki kadındır. Gerçek hayatta ise Profesör Trevelyan’ın vurguladığı gibi bir odada onun üstüne kilit vurulabilir ve orada sağa sola savrularak iyice hırpalanabilirdi. (sf. 58)
- Bir şairin bir kadın bedeni içinde sıkışmış ve darmaduman olmuş olan yüreğinin ateşini ve şiddetini kim ölçebilir ki? (sf. 64)
- ‘Sefalet içinde ölür yüce şairler’- işte, onların şarkılarındaki nakarat budur. (sf. 69)
- İstersen kütüphanelerini de kapat ama benim zihnimin özgürlüğünün üstüne kapatabileceğin ne bir kapı, ne bir kilit ve ne de bir sürgü var. (sf. 99)
- Bir kitap fikir verme ve telkin gücünden yoksunsa eğer ne kadar şiddetle çarparsa çarpsın bir zihin içine nüfuz edemez. (sf. 132)
Kendine Ait Bir Oda, Virginia Woolf, Koridor Yayıncılık
Çevirmen: Handan Haktanır
