Gece Fısıltısı – Louise Glück

Bu Çağ Dergi > Genel >

Gece Fısıltısı – Louise Glück

Hiç ölmeyecekmiş gibi duranAnnem öldü dün gece. Uzağa kaçmıştı kış aylarca,Ama yine de havada asılı kaldı. Mayıs’ın onuncu günüydü.Şenlendi arka bahçedeSümbül ve elma çiçekleri. Duyabiliyorduk, Maria’nınÇekoslovakya’dan şarkılar söylediğini Ah, nasıl da yalnızdımBöyle şarkıların içinde. Annem ve babam olmadan,Ne kadar da bir başımaydımOnlarsız öyle boş görünüyordu ki aklım. Kaçıyordu dünyadan bütün kokular ve tatlar;Lavaboda bulaşıklarDurulanmış ama […]

Devamını Okuyun

Mehmet Girgin – Boğa

Boğalarla karşılaşıyorum Burnundan soluyorlar Yol veriyorum Yaz güneşi kadar kızgınlar Cam kenarlarında buğular oluşuyor Çocuk kalp yapıyor buğudan Kalp aşağıya sarkıyor Kalbi saklamak zor Boğalarla gösteri yapıyoruz Kırmızıyı gösterip kaçıyoruz Kırlarda kırlangıç olmak istiyoruz Alıngan bir sürü boğa Kenti geçiyor boydan boya Kenti boyuyoruz Kiremit rengine Kış günü boğaya denk oluyoruz Destek oluyoruz Boynuzlarımızla  

Devamını Okuyun

Olmayan Şehir

Aklıma aklım geldi. Halka halka düşünceler havaya saçıldı. Bir ağacın karşısına geçtim. Düşüncemden bulut geçti. Mevsim kış. Bir takım bulutlar ve kaldırım taşları.  Biraz kendi içimde yürüdüm. Kaldırımdan indim. Yolun ortasına geçtim. Kafamı öne eğmiştim. Dirseklerimi masaya dayamıştım. Şehri kafamda dolaştırıyordum. Akşamdı şehrin ışıkları göğün ışıklarına benzemiyordu. Yıldızları aydınlatmak için elektriğe gerek yoktur mesela dedim. Ya […]

Devamını Okuyun

Bu Çağ Şairleri – 30 “Beni Ancak Daha Açık Bir Deniz Kurtarır” İrfan Yıldız

beni ancak daha açık bir deniz kurtarır ilkyaz boğuntularından, son yaz kederlerinden ince, mavi, açık bir deniz alır gider beni derdi gamdan sen gelsen ne yazar gelse on yedi yaşım değme izmaritler yalnız kalır yanımda bu hayta denizin ruhu minik, incecik bir serçe sanki konar akşamın yollarına ne konuk olayım kimseye ne yaren kimse bana […]

Devamını Okuyun

Yolculuk – Özgür Soydan

Kaç şehir değiştirmeli, kaç düşünce ve insan yanı başımda, ulaşımsız bir yere kurulu anlam her sıkış tıkış yolculukta o saçma duygu. Arkamda iki kişi şehre ilk karı yağdırdılar, ilk kar hep yalanla iner buralara düşündüm, imge yüklü sığ mısradan daha sıkıcı ne var? – Uzatır mısınız? – Anlamadım. – Uzatır mısınız? Boşlukta kendime yer buldum […]

Devamını Okuyun

Bu Çağ Şairleri – 28 “En Eski Aşk” Haşim Çatış

Binlerce kez uçuruma düşürdüm aşkımı ipten ipe geçerken Binlerce kez eşsiz bir gulyabani olarak ben Sen gözlerime rastlardın karanlıkta müptela gözlerime Ve bir çocuk seslenirdi durmadan eski bir resimden Sayıklardı bir rüzgar sardunya bahçelerinde Küçük kız gülüşlerinden çıkıp geleceğini bir gün Kalbinde kır sözleri sesinde gül lekeleri Bir ışık oyunu gibi çıkıp geleceğini Siz ey […]

Devamını Okuyun

Bu Çağ Şairleri – 27 “Satranç Dersleri I ” İlhami Çiçek

uzun bir nehirdir satranç kıvrak ve uzatarak boynunu nice güneş batışını yerinde görmüş boynunu oysa veba tarihçileri bilmemişlerdir her karenin bir karşıveba girişimi olduğunu   göğe bezgin bakanların bir türlü öğrenemediği bir oyundur satranç   evet ilk aşk gibi bir şeydir ilk açılış artık dönüş yoktur kuşku bağışlanmasa da tedirginlik doğal sayılabilir ancak yürümenin dışında […]

Devamını Okuyun

Bu Çağ Şairleri – 25 “O Belde” Ahmet Haşim

Denizlerden Esen bu ince havâ saçlarınla eğlensin. Bilsen Melâl-i hasret ü gurbetle ufk-i şâma bakan Bu gözlerinle, bu hüznünle sen ne dilbersin! Ne sen, Ne ben, Ne de hüsnünde toplanan bu mesâ, Ne de âlâm-i fikre bir mersâ Olan bu mâi deniz, Melâli anlamayan nesle âşinâ değiliz. Sana yalnız bir ince tâze kadın Bana yalnızca […]

Devamını Okuyun

Bu Çağ Şairleri – 25 “Toparlayalım” Necmi Zekâ

hiç yoktan kavga olur – demem derim  kimseyi ilgilendirmez’in hakkını vererek  ileri geri konuşkanlığım – içiniz ısınsın diyedir     * burada kimsenin hazzetmediği o şey durumunu tartışıyoruz    tıfıl filozofların bir lafları var duymanız lazım ciddi manada yanıldıysak – mantıklı bir şekilde yanıldık  abandone – fena tanı değil  toz-yekûn belirtiyiz – ve benzeri   * geçiyoruz […]

Devamını Okuyun