“Şiir İfrazattır” 84 Yıl Önceki Bir Tartışma – 3. Kısım

Bu Çağ Dergi > Genel > Düşünce > “Şiir İfrazattır” 84 Yıl Önceki Bir Tartışma – 3. Kısım

“Şiir İfrazattır” 84 Yıl Önceki Bir Tartışma – 3. Kısım - Cengiz Kılçer

 

Şairler arasında anket Şiir ifrazat mıdır?

Yusuf Ziya diyor ki: “Kamapet, Kametolaro, vesikalı yârimlere gelince: Hayır, hayır! Bunlar belki bir genç sanatkârın aranmaları olabilir. Fakat şu Babıâli yokuşunda kopan gençlik çığlıkları bile ihtiyarlayacak kadar seneler geçti. Artık aranma kâfi değil mi?”

Son Posta 23 Eylül Pazartesi 1940

Söyleşi: Nusret Safa Coşkun

 Şiir yazanlardan birinin şiiri ifrazat olarak tarif etmesi üzerine gerek hakiki yeni nesle, gerekse eskilere bu hususta ne düşündüklerini soruyorum. Bugün de şair Yusuf Ziya bu şiir tarifi ve yeni şairler hakkındaki düşüncelerini dinleyeceksiniz.

— Gençler galiba yanlış biliyorlar. Güzeli acayipte arıyorlar. Öyle sanıyorum ki, asıl güzel acayip olmayan asıl güçlük de klasik çerçeve içinde ayrı ve güzel (…) gibi üfürükçü mısralarına yalnız gülünür. Size edebiyat bahsinde ne kadar samimi olduğumu ispat için bir itirafta bulunayım: Gün yok ki, birkaç kere Orhan Seyfi ile Belki o besteler çalınır, Gemiler geçmeyen bir ummanda. Ve: Velhasıl o rüya durmuyor yerli yerinde[1]. ilâhir mısranı tekrarlamayalım (…) den bile güzel şiirler Yahya Kemal’indir ve biz onunla dargınız. Mademki misali Yahya Kemalden aldım onun üstünde durayım: İşte bu şiirler, ne vezni, ne kafiyesi, ne kelimesi, ne sanatı itibariyle acayip değildir. Fakat eski malzeme ile şair yeni şiiri yapmış ve onu herkese ezberletmiş. Kendisiyle göz göze bile gelmiyoruz ama şiirleri dudaklarımızdan düşmüyor. Kamapet, Kametolara, “vesikalı yârim”lere gelince: Hayır, hayır! Bunlar belki bir genç sanatkârın aranmaları olabilir. Fakat şu Babıâli yokuşunda kopan gençlik çığlıkları bile ihtiyarlayacak kadar seneler geçti. Artık aranma kâfi değil mi? Arif Dino’yu tanır ve pek severim. Güzel yemek pişirirmiş, güzel “el” resimleri çizermiş, güzel şiirden anlarmış, hâsılı her güzelliğe aşina ince bir ruh ama ben Arif Dino isminde bir Türk şairinden bugüne kadar haberdar değildim. Böyle bir insanın ağzında peynir dişleri çıkmak üzere olduğu büyük baba yaşında toy çocuklar gibi vezinsiz kafiyesiz şiirler –bu şiirler lafı da tarzı kelam ya, yoksa üstadın şiirleri iki mısraı geçmiyor- sayıklaması da tuhaf bir tecelli… Mamafih Arif Dino belki şair değil ama muhakkak ki, müthiş bir münekkit. Hangi ihtiyar kalem var ki, gençlere onun kadar kıyabilmiş olsun. Baksanıza bu şiirler için ne dedi?

 

[1] Dizenin doğrusu şöyledir: Velhasıl o rü’yâ duruyor yerli yerinde!

 

 

Abidin Dino ile şiire dair bir konuşma

Artık ilham perisi gençleri tercih ediyormuş!

“Şiirdeki eski kalıplar bugün ayakların şeklini bozan eski Çin ayakkabılarına benzetilebilir.”

Akşam Gazetesi 24 Eylül 1940 Salı

Söyleşi: Şevket Rado

 

Yeni şairlere “şiir nedir?” diye bir sual sormak aklımıza geldiği zaman bir şairin “şiir, aklın ifrazatıdır” demesi şairane müsahabelere vesile olacak zannetmiştik. Hâlbuki iş ifrazat kavgası halini alıyor. Fakat bize ne? Biz gene yeni şiirin ne olduğunu anlamaya çalışalım.

Yeni şiirin taraftarı ressam, şair, nâsır olduğu gibi tenkitler de yazan Abidin Dino’ya göre eskiler, şiirin ifrazat olarak tarifini ilham perisine atılmış fena bir taş telakki etmişlerdir. Diyor ki:

— Fakat ne yapsalar nafile! İlham perisi gençler tarafından kaçırılmıştır. Bir daha döneceği de şüpheli; çünkü gençleri tercih ediyormuş

— Sizin için de şiir bir ifrazat mıdır?

-Sevdiğim bir şair “şiir, en ince, en müşkül, bir istihsaldir” demişti. Bence bu istihsalin ham maddesi tahteşşuurun ifrazatıdır. Bu ifrazat şuur içinde işlenir, süzülür, hazırlanır ve nihayet ortaya çıkarılır. Şiire bu manada ifrazat denmiş, mesele bundan ibaret.

-Yeni şiir niçin ısrarla vezinsiz ve kafiyesizdir?

-Şiirde şekil muhtelif devirlerde muhtelif tarzda anlaşılmıştır. Her devrin şekli o devre uygun olarak inkişaf eder. Yeni bir devirdeyiz, binaenaleyh eski kalıplar bugün, ayakların şeklini bozan Çin ayakkabılarına benzetilebilir. Bununla beraber vezinsiz, kafiyesiz şiir, şekilsiz ve ölçüsüz şiir demek değildir. Bunu iddia eden hiçbir genç de yoktur.

-Yeni şiirlerde mantık ve manaya nüfuz edilemediği iddiasında ne dersiniz?

-Yeni şiiri belki biraz karışık. Fakat bu da dünyanın içinde bulunduğu karışıklığa uygun. Bugün mantığın muhafazakâr klişeleri ölmeye mahkûmdur. Bunları yerine taazzuv halinde bulunan yeni bir mantık doğmaktadır. Yani şiir mantıksız değildir. Misal vereyim? Bence Orhan Veli ve şiirleri keskin bir şuurun mutlak ifadeleridir. Meşhur bir misal kullanmak için gene onun “Yazık oldu Süleyman efendiye” şiirini alalım. Bu şiir nasır ağrısından başka mühim bir his duymayan bir insan tipinin şiiridir. Bu tip insanı her yerde görmek için kör olmamak kâfidir. Orhan Veli, cemiyette yaşayan bir tipin son derecede mantıki bir hicviyesini vermiştir.

-Yeni addetmediğiniz şairlerde beğenmediğiniz nedir?

Bazen basmakalıp mistisizm, bazen muntazam bir şekil içinde boşluk.

-Mamafih yeni şairlerin şiirleri yaşamayacaktır, diyorlar.

Belki de… Fakat eski şairlerin ebediyet garantisi acaba mevcut mu? Şimdilik kendi sözlerinden başka ortada bir delil mevcut değildir.

 

Ş. R.

 

Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Paylaş
Bağlantıyı kopyala