sevgi ve şimdidir o, madem köpüklü kışa ve yazın uğultusuna açık evi inşa eden o, e yiyecekleri içecekleri arıtan kim, kaçamak yerlerin tılsımı kim, kim istasyonların insanüstü hazzı. sevgi ve gelecek o, güç desen aşk desen, sinir krizlerinde ayağa kalkıp ve bunalımlarda düşüp baktığımız desen kim, fırtına göğünden ve cezbe bayraklarından dalgalanarak
aşk o, mükemmel ve yeniden icat edilmiş ölçü, harika ve beklenmedik akıl, sonsuzluk da: kaçışı olmaz niteliklerin sevdiğimiz makinası. dehşete düşmeyenimiz yok onun tavizinden ve kendimizinkinden: sağlığımızdan zevk, yetilerimizde bir hamle, bencil sevgi ve tutku ona, sonsuz yaşamından bizi seven o…
ve onu hatırlıyoruz ve o yollarda… ve Tapınma çekip giderse, çınlar onun verdiği söz, çınlar: “batıl inançlar, eski vücutlar, çiftler ve çağlar! dağılın! bu çağ batan çağ!”
yok gideceği, sonra bir gökkubbeden ineceği, kadınların öfkelerinin, erkeklerin neşelerinin ve bütün bu günahın vebalini sırtlanacağı: olan oldu, o var ve onu sevmek var.
merhaba nefesleri, merhaba kafaları, merhaba koşuları, formlar ve eylemdeki mükemmelliğin merhaba o feci hızı.
merhaba zihnin doğurganlığı ve evrenin uçsuz bucaksızlığı!
merhaba vücudu! hadi düşlenen özgürlük, yeni şiddetin çapraz lütfunun kırılışı!
görünümü, görünümü! bütün eski diz çökmeler ve acılar onun peşinden kalkmada.
aydınlığı! sesle ve hareketle alakalı bütün ıstırapların en yoğun müzikte iptali.
adımı! eski işgallerden daha muazzam göçler.
merhaba o ve biz! kayıp merhametlerden daha hayırlı kibir.
merhaba dünya! ve merhaba yeni felaketlerin aydınlık şarkısı!
hepimizi tanıdı ve hepimizi sevdi. bu kış gecesi bilelim, körfez körfez, uğultulu kutuptan şatoya, halk kitlelerinden plaja, bakışlardan bakışlara, güçler ve duygular bitik, ona seslenmeyi ve onu görmeyi bilelim, geri yollamayı ve bataklıkların altından ve kar çöllerinin tepelerinden izlemeyi görünümlerini, soluk alıp verişlerini, vücudunu, aydınlığını.
çeviren: Ömer Aygün