“Şiir İfrazattır” 84 yıl önceki bir tartışma – 2. Kısım

Bu Çağ Dergi > Genel > Düşünce > “Şiir İfrazattır” 84 yıl önceki bir tartışma – 2. Kısım

“Şiir İfrazattır” 84 yıl önceki bir tartışma – 2. Kısım - Cengiz Kılçer

Şairler arasında anket şiir ifrazat mıdır?

Orhan Seyfi diyor ki: “Sanatkâr seviyesine yükselemeyenler bunu çamurlara düşürüp üstünde mahrumiyetlerinin hırs ile tepinmek istiyorlar. Demek bu fikirde olanlar şiir yazıyor ve edebiyat yapıyoruz, diyorlar, öyle mi? Buna ne yapmak denildiğini söylemeğe teeddüp ederim.”

Son Posta Gazetesi 22 Eylül Pazar 1940

Söyleşi: Nusret Safa Coşkun

 

Yenilerden biri, şiiri ifrazat ve aklın sıhhati için lüzumlu bir şey olarak tarif etti. Dün bu münasebetle, yeni neslin mümessillerinden olduğu halde, bu gençleri topyekûn inkâr eden Necib Fazılın yeni şiir telâkkisi ve yeni şairler hakkındaki düşüncelerini nakletmiştim. Bugün de -tabir caizse- ortanca nesilden bir edebî otoritenin fikirlerini dinleteceğim.

Şair Orhan Seyfi diyor ki:

— Şiir bir ifrazat mı? Fakat ben bu ifrazata el dokundurmaktan iğrenirim. Niçin bunu bana soruyorsunuz? Gidin bir bakteriyoloğa, bir sarî[1] hastalıklar mütehassısına sorun. Onlar size neticesini söylesin. Demek bu fikirde olanlar ifrazatını kâğıt üstüne sürüyor ve buna da edebiyat yapıyoruz diyorlar? Buna ne yapmak denildiğini söylemekte karşınızda teeddüp[2] ederim.

Sanatkâr seviyesine yükselemeyenler bunu çamurlara düşürüp üstünde mahrumiyetlerinin hırs ile tepinmek istiyorlar. Ara sıra etrafa sıçrayan parçalar işte bunlardır. Kendileri ne kıyafete girerse girsin, fakat biz onlara yakınlaşmaktan çekinmeli ve temiz kalmalıyız. Sanatkâr haysiyet sahibi olmalıdır. Bu haysiyet bir sanat endişesidir. Şiirden bahsederken Nâ’ilî-i Kadîm’in şu çok güzel sözünü tekrarlamama müsaade edin: “Sende yārān Nāʾilī haysiyyet ümmīdindedür”. Bu haysiyeti bilmeyen ve tanımayanlarla edebiyattan nasıl bahsedilir? Eski, yeni, katiyen, kafiyesiz, vezinli, vezinsiz şu, bu mesele değil, hakikaten bir sanat eseri yaratma iddiasında olan ve kendisinde bir sanatkâr haysiyeti bulan adamlarla bu mesele münakaşa edilebilir. Yoksa içlerinde bir çıban gibi, iltihaplanıp duran ehliyetsizliğin, düşkünlüğün, kinin, garezin, nefretin ifrazatını etrafa saçmaya ve yaymağa çalışanlarla değil. İntani hastalıkların en müthişi gibi bunlardan korkmalarını ve manevi sıhhatlerini muhafaza için korunmalarını karilerinize samimiyetle tavsiye edelim.

 

 

Sabahaddin Ali ile şiire dair bir görüşme

“Şiir aklın ifrazatı olabilir, fakat ifrazat başka ifragat başkadır.”

Akşam Gazetesi 23 Eylül 1940 Pazartesi

Söyleşi: Şevket Rado

 

Geçen gün yeni şairlerden Arif Dino ile şaire dair yaptığımız bir görüşmede o, “şiir ifrazattır” demiş ve ilâve etmişti: Aklın ifrazatı. Belediyenin çöpü tariften aciz kaldığı bir sırada bir şairin şiiri tarif edivermesi herkesin hayretini mucip oldu. Anketçiler şimdiden harekete geçmiş bulunuyorlar. Fıkracılar bu “ifrazat” meselesiyle meşgul. Aklın ifrazatıyla vücudun ifrazatı birbirine karıştırılıyor ve heyhat! Şiir, şiir olalıdan beri yan yana gelmediği şeyler arasında yuvarlanıp gidiyor…

Her zaman eskilerle konuşacak değiliz ya, biraz da yenilerle görüşelim, gençlere suallerimizi soralım, gerek şiirleri, gerek sanat telakkileri hakkında ya kendilerinden yahut kendilerine yakın olanlardan alacağımız malûmatla kari vaziyetinde bulunanları tenvir etmeye çalışalım, dedik ve böyle düşündüğümüz sırada karşımıza çıkan, eski ve yeni neslin müştereken beğendiği ve eskiden ziyade yeniye yakın genç hikâyeci Sabahattin Ali ile söyleşi oturduk.

Sabahattin Ali “şiir ifrazattır” sözünü yanlış anlaşılmasına kızmış:

— İfrazat, insan cihazlarının herhangi birinden müfrez olan şeye denilebileceğine göre, şiir de aklın bir ifrazı olabilir. Hâlbuki bazı edipler bunu daha galiz bir manada almayı tercih ediyorlar. Oldukça müstamel bir lügatteki cehlin bozuk niyetlilere derhal hazım cihazı ihracatını hazırlatması dikkate değer. Eğer “şiir ifragattır” denmiş olsaydı bunun akla gelmesi mümkün olabilirdi. İfrazat başka, ifragat[3] başkadır.

— Peki, dedim, ifrazatla, ifragat meselesini bir tarafa bırakalım. Dilcilerimiz bu mesele üzerinde meşgul olmakta gecikmeyeceklerdir. Senin için şiir nedir?

— Şiir bence muayyen bir ifade tarzıdır. Ani heyecanların ifadesidir. Tarif edilebileceğini zannetmiyorum.

— Yeni şiirler niçin kafiyesiz vezinsizdir?

— Kafiye üzerinde ısrar edilmesinin sebebini anlayamıyorum. Dünya edebiyatında yer tutmuş büyük şiirlerden çoğunda kafiye yoktur. Ne Homer’de, ne Dante’nin İlâhî Komedi’sinde kafiyeye rastlanır. Schiller’in bütün manzum piyesleri kafiyesizdir. Faust’un yarıdan çoğunda kafiye yoktur. Bunlar da şiir için kafiye zarureti olmadığını gösterir. Vezne gelince, zikre bile hacet görmüyorum. Eski ve bilhassa yeni şairlerden ekserisi, bütün dünyada ve bu arada bizde birçok şairler vezinsiz şiirleriyle şairliklerini kabul ettirmişlerdir.

   

  • Ya şiirde mantık ve mana? Biliyorsunuz ki birçok kimseler yeni şiirlerde bunların olmadığından şikâyetçidirler.

 

— Bilâkaydü şart her şiirde kendine göre bir mantık ve mana vardır. Mücerret şekilde bir şiiri yazmak istemiş olmak dahi dimağın mantıklı ve manalı olan bir faaliyetinin neticesidir. Yeni şiirlerde de mantık ve mana vardır. Yalnız şiir harice aksettirdiğimiz bir ifade olduğuna göre, eğer şair bunların kendi içindeki tahassüsler olduğunu söylerse, iki üç kelime içinde, nadir mantıksızlıklardan birini yapmış olur. Şair hiç olmazsa iki kişinin anlayabileceği cinsten bir hisse tercüman olmalıdır ki sosyal bir iş yapmış olsun! ”

— Necip Fazıl Kısakürek, “ben şiir ve sanatta henüz ‘gençler’ diye bir zümre tanımıyorum” diyor. Hâlbuki gençler de “biz varız!” iddiasındadırlar. Hangisi doğru acaba?

Sabahattin Ali güldü:

— Necip Fazıl’ın iddiası doğrudur, dedi. Çünkü bunu iddia eden büyük şairin, değil herhangi bir zümrenin mevcudiyetini, kendinden başka herhangi bir şekilde mahlûkat, hatta nebatat ve camdatın mevcudiyetini bile kabul edeceğinden şüpheliyim.

Ş.R.

 

[1] Bulaşıcı

[2] Utanmak, sıkılmak.

[3] Türkçe: ifragat, boşaltım. İngilizce: excretion, Fransızca: Excrétion, Almanca: Ausscheidung, Latin: ex,cerne (karşılık: ekskresyon), (Lat. ex = dışarı, Lat. cernere = elemek): Zararlı maddelerin bir organizmadan dışarı atılması. Zooloji Terimleri Sözlüğü – 1963

Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Paylaş
Bağlantıyı kopyala