Ev.

Ev. - Ayşe Görkem Kozanoğlu

Sabah kalkıyorum, bir yalan.

Sessiz perdeler. Koyu.

Sabahın bana ulaşmadığı saatler, yarı

karanlıkta oturma odasına giriyorum.

 

Orkideler, difenbahya ve aşk merdivenleri uyuyor

sadece dua çiçeği uyanık, loş

 

Dün gece bir bavul gibi köşede,

boşaltılmak üzere duruyor

 

Gümüş şehir evi sarıyor, pencerelerine tıklıyor

uyandırmak için, varsın uyandırsın

 

Dışarıdaki rüzgârı tanırsınız

Şafak ile Alacakaranlığın oğlu, yaşsız,

Bilinmezlik kadar denizci aldattı

Monica Vitti’nin aklını ve saçlarını uçurdu

L’Avventura filminde

İndiğim uçağı ürküttü.

Biz ona Lodos deriz,

Khalkedon’da kişi ilk onunla tanışır

Getirdiği ağrıyan

bir baş, bir heykel gibi evin içinde

gözleri yaşlı ve Walkman’i takılı,

yitirilmiş parmaklarındaki kahve kupasından

bir buğu yükseliyor

Nick Cave’in söylediği tanrıyla ilgili bir şarkı gibi

evin içine doluyor

pencereden sızan ışıkta

zamana dökülüyor toz zerreleri

bir

kar

küresinde

gibi

 

Evde yıllar geçiriyorum.

Işık

Toz

Işık

Toz

Tik

Tak

Tik

 

Evde yüzyıllar.

 

İçimde kurtların büyüttüğü bir çocuk var,

Ormanı düşünüyor.

Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Paylaş
Bağlantıyı kopyala