Şiir ayırır, birleştirir. Yolculuğa davet, anayurda dönüştür. İlham, soluk alma, bedenin eğitilmesi. Hiçliğe yakarış, boşlukla yapılan sohbet.
Şiir tarihi reddeder. Çelişkilerin hepsi onun içinde çözülür ve insan nihayet bir ölümlü olmadığının bilincine kavuşur.
Şiir, içinde yeryüzünün sesinin tınladığı bir midye kabuğudur.
Şiir, yokluğu gizleyen bir örtüdür.
Şiirsel eylemin bütünlüğü ancak şiirin kendisiyle kurulan aracısız ilişkiyle kavranabilir.
Şiir, bir edebiyat biçimi değil, şiirsel eylemle insanın buluşma noktasıdır.
Şiiri anlayabilmenin ipuçları, tarih bilgisinden çok şairin biyografisinde yatar.
Şiir tekniği denilen şey aktarılamaz, çünkü formüllerden değil, sadece yaratıcısına hizmet eden buluşlardan meydana gelir.
Şair bir üslup sahibi olduğunda artık şair olmaktan çıkar ve edebiyat malzemeleri üreten bir işçiye dönüşür.
Plastik ve müzikal sanatların başlangıç noktası anlamsızlıktır; şiirinki ise her ortamda yaşamını sürdürebilen, baştan sona anlam dolu varlıklardır.
Devam edecek…
Kaynakça: Paz O. (2024). Yay ve Lir. (Ömer Saruhanlıoğlu). KETEBE.
Şununla paylaş: