YEDİNCİ MÜHÜR
Hayır, gelecek yüzyılı müzesinde saklamıyor
oynadığın taş.
Sedir ağacı kupkuru. İskambil falına bakan yok.
Cumartesi günleriyse yalnızsın artık:
Haftanın parolası ağızdan ağıza fısıldanmamış;
senin ölümlerinden toplayıp kurgulamış bu ışık
saatini görünür zaman.
Anlat: Yüzlerce sırtını biliyoruz karanlığın, süslü
balkonlarım.
Kızıl kadifesine gömüldük sinemada. Fildişi ve boynuz
kapılarından girdik aydınlanış umarak.
Gözboyama şimdi herşey, omuz çekiminde makyaj, herşey
Hollywood;
palmiyeler hışırdayan, yıldızlar başlarını eğen solgun
yüzümüze, örslerdeki dünyayı tanımaksızın.
Uzaktır binyıllık Reich Av borularıyla uyanmamış
orman o Eylül; tanyerinde top sesleridir boğuk boğuk;
panzer uğultusudur güzün yaldızladığı bulutsuz
ovada,
aldatılmış olgunluk.
Anlat: Yarım kaldı sarışın masal. Böğürtlen toplamaya
çıkmadı çilli çocuklar bir daha,
vagon pencerelerinde gülüp el sallayarak savaşa giden,
şakaklarında orman esintisi o sabah, saçlarında çiy.
Yanılsamaydı herşey, Hollywood pırıl pırıl ve doğa
umursamaz;
.
geyiklerin sözlüğüyle anlaşırdı sevgililer, ödünç
alzrdı bizden nişan yüzüğünü, sonsuz
sonsuz yıllarımızı … Yel esiyor koruluğun yerinde
şimdi. Yaşlandık birlikte. Önümüz yine kış.
Bir zaman radyoda kulağını dayadığın kentler yine
aydınlanıyor olmalı,
sığınacak sinema arıyor olmalı yağmur, duman
kürkleriyle akşamın,
dışmahalle salonlarında, eski hangarlarda:
Casablanca yine, yine Rüzgar Gibi Geçti
gölge yaratıkları hep ak perdenin önünde.
Geceyi tanımaz değildik. Şimdi ona alışıyoruz.
Onun avuçlarından yiyoruz koyu yeşilini zamanın.
Yas onunla giyindi, onunla oldu ilk sözleşme;
mızrağını daldırdığzndan beridir boy atlyor
toprağın yarığında kara selvilik ve süsen.
Onun evinde sofraya oturmuş kör ulus,kandiller
yakmış;
karınca duasını dinlemiş kurukafa onun evinde.
Cehennem boğazlarının köpeği,belleğimiz,gece yarısı
o yüzden frkilip doğruluyor,kulak kabartlyor
eski acıya.
Yüksekte yazgılar.Başak. Terazi. Çoban.
Büyük Ayı, akışın üzerinde kıpırtısız, Yedinci Mühür .
Yeniden yaz senaryoyu. Yasa önüne ulaştır onları
bir kez.
Yol açılsın, son anda yetişip gelsin oğlan;
happy end’le ödüllensin kovalamaca oyunu tazıyla
tavşanın.
Biliyoruz, Valentino olamaz herkes;
Marilyn’den güzeli doğmayacak bir daha.
Ne çıkar! Tanrı imgesiyiz şu birkaç saat.
Anlam için zorunlu şimdi en başarısız. figüran
bile;
acı haberi getiren ulağın da yeri var tragedyada.
Güneş çocukluğu bir kez, bir kez erguvan ve elmas,
binyıllık Reich, sinemanın perdesine yansıtılmış.
Açıklanabilir herşey. Ayrıldıysa roman kişileri
o bozgun günü,
and içenler son saat Paris düşmeden önce,
vadesi dolmuş borç, yeryüzünde son öpüş,
istasyonlarda o gün umutsuz bekleyenler, burada
kesişir yolları hepsinin: Rick’s Cafe
Americain:
Yahudi’yle Direnişçi burada kazanacak.
Oyununu sürmüş herkes, rulet çarkı dönüyor …
Amerika, Lizbon üzerinden … Sisli gecede kalkıyor
uçak.-
Biz de zarımızı attık umursamaz burçlara karşı.
Biz de satranç oynadık,yenildiğimizi bilerek
baştan.
En güzel adlarıyla oyaladık ölümü (Leylak ve Gül,
Lili Marlene.Finis Poloniae),
direndik biz de büyük sayılar yasasına.
Sen ki dünyayı birgün yepyeni yaratmak isteyeceksin
birkaç tılsımlı ha1fden,
bu derin akıntıya fırlat bıraktığımız benzetileri:
Yüzyıl sona eriyor. Kötüler güçlü daha.
Anaların kanı daha uzun süre uykusuz kalır.
Fildişi kule yok.
Can Alkor