Uzaylı Yazılar 36: Mutlu Yamyamlar

Bu Çağ Dergi > Articles by: Levent Yılmaz

Uzaylı Yazılar 36: Mutlu Yamyamlar

Biz hâlâ dangalak Montaigne’i okumanın ne ilahi bir şey olduğunu düşünüyoruz bir yandan da Webb teleskopunu uzaya gönderiyoruz. Sersem tilkileriz.   Bir arkadaşım, Mark Lilla, cehalet ve mutluluk üzerine bir kitap yazıyordu. Bilmezsen, mutlusun diyen görüşe karşı, bilirsen mutsuzsun ama bu yüzden mutlu olabilirsin diyen iki görüşün çarpıştığını konuşurduk. Montaigne tabii, bu konuda şaheserdir. “Yamyamlar” başlıklı […]

Devamını Okuyun

Uzaylı Yazılar 38: Blut und Boden Hikâyeleri…

Siz siz olun sakın “biz topraktan bir canız” gibi o eskiden anlatılmış masalları bugün olup bitene teşmil etmeyin. Haddinizi bilin. Kim, nerelidir? Buralı olmak nedir? Vatan nasıl bir şeydir? Yerlilik, yani “otoktoni” meselesi Atina’nın büyük derdi olmuştu. Platon, Devlet’te ve Meneksenos’ta bu yerlilik meselesini çok tuhaf bir biçimde ele alır. Ona göre Atina, “yerin altında”, ki bu […]

Devamını Okuyun

Uzaylı Yazılar 29: Ferforje Nar Ağacı.

Birilerine evlilik hediyesi. Yüzük değil, cumhuriyet altını değil, dolar değil. Nar ağacı. Ferforje. 29.05.2022 Yıllar önce, Aosta turu yaptığımızda, Claudia beni Issogne kalesine götürmüştü, ve benim de aklım uçmuştu. Sonra yıllar sonra, tekrar, kızım Duman’ı ben götürdüm, aklım yine uçtu. Bu kadar istisnai bir yer görmedim, gördüysem de çok azdır. Anlatayım. Issogne kalesinden söz eden […]

Devamını Okuyun

İnsan

Temel pratikler izlendiğinde hayvanlar gerçekten “insan” olurlar, olabilirler. Allahım, keşke başka türlü insan olmayı becerebilseydik! İnsanın “toplumsallığı” meselesi, doğal hukuk ve uluslararası hukuk hakkındaki tartışmaların merkezinde yatar –ve bu yüzden de, “toplumsal sözleşme” fikrinin kuramsal açıdan ayrıntılarını içerir. Bu soru Vico için de, ve, ilk kez bir bütün olarak ve hukuk geleneği ile ilgili olarak […]

Devamını Okuyun

Uyandın mı…

Uyandın mı? Uyandı mı aşk? Bugün daha da uzaklara gidiyorum.   Bak bakalım, geldi mi harfler, gece göndermiştim düşümde. Dedim ya, iyiyim; sıcağa, gördüklerime, görünüşlere, bu uçuşan dile alışmaya çalışıyorum: Sanki dünyaya ilk gelişim bu.   Doğduğum bu dünya fakir, ama ölesiye güzel.   İki adım ötede deniz sakin mi sakin, kendi halinde, çocuklar durmadan […]

Devamını Okuyun